Yemen savaşındaki gerçek ölü sayısı tahminlerdekinin beş katı

Yemen savaşındaki gerçek ölü sayısı tahminlerdekinin beş katı
ACLED, Yemen’de öldürülen insan sayısını yaklaşık 70,000 ile 80,000 arasında tahmin ediyor.

 

 

 

ACLED, Yemen'de öldürülen insan sayısını yaklaşık 70,000 ile 80,000 arasında tahmin ediyor.

 

 

Nicolas J. S. Davies

 

 

Global Research

 

 

9 Kasım 2018

 

 

Nisan ayında Consortium News'de yayımlanan üç bölümlük bir yazı dizisinde,  Amerika'nın 2001 sonrası savaşlarındaki ölü sayısı ile ilgili yeni bir tahminde bulundum. Bu savaşlarda, milyonlarca insanın öldürüldüğünü söyledim. Birleşik Devletler'in savaş bölgelerinde öldürülen muharip ve sivillerle ilgili yaygın raporlardaki sayının, gerçekte olanın beşte biri ile yirmide biri arasında bir oranda daha az olduğunu açıkladım. Raporumda, bir sivil toplum örgütü sorumluluğu içerisinde, Yemen'deki savaş ölümlerinin daha önce en azından beşte bir oranında daha az tahmin edildiğini itiraf etmek zorunda olduğumuzu öne sürdüm.

 

Rapor kapsamında tahlil ettiğim kaynaklardan birisi Birleşik Krallık menşeli; Libya, Somali ve Yemen'deki çatışmalardan can kayıpları ile ilgili veri toplayan bir sivil toplum örgütü, ACLED idi (Silahlı Çatışmaların Konum ve Olay Setleri Veri Tabanı). ACLED, Yemen savaşında 10,000 insanın öldürüldüğünü tahmin etmişti. Bu rakam, Yemen savaşı ile ilgili araştırma verileri, Birleşmiş Milletlere bağlı haber ajansları ve dünya medyasında muteber görülüp kullanılan, Dünya Sağlık Örgütü'nün açıkladığı rakamın yaklaşık aynısıydı. ACLED, bu rakamı şimdi 70,000 ile 80,000 arasında tahmin ediyor.

 

ACLED'in tahmin etiği bu rakam, savaşın dolaylı etkileri olan açlık, yetersiz beslenme ve normal koşullarda önlenebilinecek difteri, kolera gibi hastalıklardan ölen binlerce Yemenliyi kapsamıyor. UNICEF, 2016'nın Aralık ayında Yemen'de her on dakikada bir çocuğun öldüğünü ve şartlarının giderek kötüleşmesiyle birlikte (direkt ve dolaylı etkilerden) bu rakamın artık, yüzler ve binlerle ifade edildiğini rapor etti.

 

Başka bir sivil toplum kuruluşu olan “Yemen Data Project” Eylül 2016'da, Suudi önderliğindeki koalisyon güçlerince, Amerikan yapımı, Amerikalıların yakıt ikmali ile uçan ve Amerikan malı bombalarla donanmış uçaklarla gerçekleştirilen her üç saldırıdan en az birinde; hastane, okul, pazar yeri, cami gibi birçok sivil yapının hedef alındığını ortaya çıkardı. Bu saldırılar, Yemen'deki hastanelerin en az yarısını ya tamamen kullanılamaz hale soktu ya da mevcut haliyle savaşın açtığı yaraları sarmaya ve toplumun genel sağlık hizmetlerini karşılamaya yetmeyecek bir duruma getirdi. Bu sahnede Dünya Sağlık Örgütü'nün araştırmalarına temel teşkil edebilecek yeterince anlamlı figür var. Her durumda, tam teşekküllü hastanelerde yapılacak oldukça kapsamlı bir araştırmada bile, ölümlerin büyük çoğunluğunun hastanede gerçekleşmediği savaş mağduru Yemen gibi ülkelerde, vahşi ölümlerin ancak sadece bir kısmı tespit edilebilir. Buna rağmen BM ve dünya medyası, Yemen'de öldürülen toplam insan sayısını Dünya Sağlık Örgütü'nün araştırmalarını güvenilir bulup, buna dayandırarak tahmin etmeye devam ediyor.

 

Birleşik Devletler'in savaş bölgelerindeki sivil ölümleri ilgili tahminlerin trajik ve dramatik bir biçimde yanlış olduğunu böyle ısrarla iddia etmemin sebebi; epidemiyolojistlerin (salgın hastalıklar uzmanları) bu bölgelerde can kayıpları üzerine yürüttükleri ve sağlam istatistiksel prensiplere dayanan ciddi çalışmalarıdır.

 

Epidemiyolojistler, yakın zamanda Porto Riko'da vuku bulan Maria Kasırgasında ölen insanların sayısını aynı teknikleri kullanmak suretiyle 3,000 olarak tahmin etti. Savaş sebebiyle tahrip olmuş Ruanda ve Demokratik Kongo Cumhuriyeti'ndeki çalışmaların sonuçları Batılı politikacılar ve Batı medyası tarafından hiç tartışma konusu edilmeden kullanıldı. 

 

Ruanda ve Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nde çalışmalar yürütmüş halk sağlığı uzmanlarından bazı tanınmış simaların, Amerika ve İngiltere tarafından gerçekleştirilen Irak istilası ve işgalinin sonucunda kaç insanın hayatını kaybettiği yönündeki aynı istatistik yöntemleri kullanarak yaptıkları tahminlerden oluşan iki farklı çalışma, biri 2004, diğeriyse 2006 yılında olmak üzere “Lancet” tıp dergisinde yayımlandı. Buna göre işgalin ilk üç yılında 600,000 insan ölmüştü. 

 

Bu sonuçların geniş çapta kabul görmesi, ABD ve İngiltere hükümetleri için jeopolitik bir felakete dönüşecek ve Irak'ın işgali için amigo gibi hareket eden ve ülkeleri yasadışı bir şekilde işgal edilmiş Iraklı savaş kurbanlarını hala kaosun mimarı olarak lanse etmeye çalışan Batılı medyayı daha da itibarsızlaştıracaktı. Onun için, her ne kadar İngiltere'nin bilimden sorumlu baş danışmanı, Lancet'in çalışmalarını “doyurucu” ve yöntemlerini de “gerçeğe en yakın” olarak, İngiliz yetkililer de hasseten “doğru olması muhtemel” şeklinde tanımlamış olsa da; ABD ve İngiltere hükümet yetkilileri müştereken, haklarında “çöp” olduklarına dair bir karalama kampanyası başlattı.

 

2005 yılında, Les Robert (Şu an Kolombiya'da bulunan Johns Hopkins Halk Sağlığı Enstitüsü'nün 2004 yılı çalışmalarının başyazarı) Amerikalı ve İngiliz yetkililer ve onların yandaş medyadaki hizmetkârları, çalışmalarını “çöp” olarak nitelendirince, İngiliz medya kurumu Medialens'te şunları kaydetti: “Tuhaf olan şu ki; söz konusu olan yeni uyuşturucular veya sağlık riskleri olduğunda epidemiyoloji mantığı basın tarafından adeta kucaklanıyor, ancak söz, ölüm makinesi olan kendi silahlı kuvvetlerine geldiğinde durum tersine dönüyor.”  Roberts, bunun tuhaf olduğu konusunda şu açıdan haklıydı: Çalışmaları ve sonuçları için ortaya atılan itirazların meşru bir bilimsel temeli yoktu. Ancak; siyasi liderlerin köşeye sıkıştıklarında kariyerlerini ve itibarlarını kurtarabilmek için ve dünya sahnesinde kendi yolunda duran ülkeleri yok etmek için ABD ve İngiltere'nin gelecekteki hareket özgürlüğünü koruma yolunda ellerindeki tüm araçları kullanmaları çok da tuhaf değil.


2005'e kadar, Irak'taki birçok Batılı gazeteci, sadece Bağdat'taki “Yeşil Bölge” tabir edilen yerde bulunan CENTCOM brifing odasının açıklamalarını esas alarak haber yapmak zorunda bırakıldılar. Bu açıklamaların dışında bir haber yapmaya kalkıştıklarında “iliştirilmiş gazeteciler” şeklinde, helikopterler veya askeri konvoylarla seyahat ettirilerek muhkem Amerikan üsleri arasında gezdiriliyorlardı sadece. Dahr Cemal, inanılmaz derecede cesur, Yeşil Bölge'nin ötesindeki gerçek Irak'taki bağımsız Amerikalı gazetecilerden biriydi. Irak'ta kaldığı süre içerisinde yazdığı kitabına da “Yeşil Bölgenin Ötesinde” ismini vermişti. Dahr bana, Irak'ta öldürülen insanların gerçek sayısının, kesinlikle, Batılı propaganda araçlarının ısrarla iddia ettikleri gibi daha düşük değil, hatta Lancet'in iddia ettiğinden bile fazla olabileceğini düşündüğünü söyledi.

 

Irak'taki Batılı medya, BM ajansları ve Afganistan'daki Batılı medyanın aksine ACLED, daha önce Yemen'deki savaş ölümlerinde yaptığı yanıltıcı ve yetersiz tahminlerinde ısrarcı değil. Bunun yerine, kaç insan öldüğüne dair tahminlerinde daha gerçekçi sonuçlar alabilmek için, kaynaklarını baştanbaşa revize eder bir tutum sergiliyor. Bugünden Ocak 2016'ya kadar yaptığı geçmişe dönük çalışmaya göre artık sayıyı 56,000 olarak tahmin ediyor.

 

ACLED yetkilisi Andrea Carboni, Birleşik Krallık'ta yayın yapan The Independent gazetesinden Patrick Cockburn'e verdiği demeçte, geriye dönük çalışmasını Mart 2015' e kadar revize ederek bitirdiğinde ACLED'in 3,5 yıldır devam eden Yemen savaşında hayatını kaybedenlerin sayısıyla ilgili tahminin 70,000 ile 80,000 arasında bir rakam olacağını söyledi.

 

Ama Yemen'de öldürülen insanların gerçek sayısı kaçınılmaz bir biçimde ACLED'in revize tahmininden bile daha fazla. Yazı dizimde açıklamış olduğum gibi; fazla çaba sarf etmeden, sadece medya raporları ve hastane kayıtlarından ve diğer “pasif” kaynaklardan elde edilen veriler ne kadar sağlıklı olursa olsun, savaşın tahrip ettiği, kapsamlı bir şiddet ve kaos ortamındaki bir ülkede ölüleri tam olarak saymak mümkün olmayacaktır.

 

İşte tam da bu sebepten epidemiyolojistler, dünya genelinde vuku bulan savaşlarda öldürülen insanların sayısını daha doğru tahmin edebilmek için istatistiksel teknikler geliştirmişlerdir. Dünya hala, Suud-Amerikan koalisyonunun Yemen'deki savaşında ve aslında Amerika'nın 11 Eylül sonrası savaşlarındaki insan maliyetinin gerçekte ne olduğunu hesaplayacak sahici bir muhasebe bekliyor.

 

 

Çeviri: Medya Şafak