Trump’ın büyükelçiliği Kudüs’e taşımasının ardındaki 4 teori

Trump’ın büyükelçiliği Kudüs’e taşımasının ardındaki 4 teori
Telhami, Amerikalı seçmenler içinde en fanatik Trump yanlısı gruplardan birisi olan Evanjelist Hristiyanların yaklaşık yüzde 53'ünün büyükelçiliğin Kudüs'e naklini desteklerken, yüzde 40'ının buna karşı çıktığını belirtiyor.

 

 

 

James Reinl

 

 

Middle East Eye-MEE, 5-6 Aralık 2017

 

 

Trump, 2016 Martında Amerikan İsrail Kamu İşleri Komitesi'ne (AIPAC), Amerikan büyükelçiliğini “Yahudi halkının ebedi başkenti Kudüs'e” taşıma sözü vermişti (AFP)

 

NEW YORK, Amerika Birleşik Devletleri - ABD Başkanı Donald Trump'ın İsrail'deki ABD büyükelçiliğini Kudüs'e taşıma niyetine ilişkin beklenen açıklaması, uzmanların ve yabancı liderlerin intifada tarzı ayaklanma ve İsrail-Filistin barış çabalarının çöküşü konusunda uyarılarıyla birlikte kızgınlıklarının artmasına yol açtı.

 

Bunlar şu yalın soruyu gündeme getiriyor: Bu hamleyi neden yaptı? Trump, İsraillilerle Filistinliler arasındaki "nihai anlaşma"nın akdedilmesi konusundaki arzusundan bahsetmişti. Oysa, büyükelçiliğin yerinin değiştirilmesi, muhtemelen Washington'u gelecekteki müzakerelerde dürüst bir arabulucu rolünü oynayamaz hale getirecektir.

 

Bu arada Trump, Arap ve Avrupalı liderlerden, BM şefi Antonio Guterres'den ve hattâ bizzat kendi Dışişleri Bakanlığı raportörlerinden uyarılar aldı. Bu uyarıların mesajı gayet açıktı: büyükelçiliğin nakli ABD'nin onlarca yıllık politikasını bozacak ve Ortadoğu'da daha fazla karışıklık ve huzursuzluğu körükleme riski oluşturacaktır.

 

ABD kamuoyu bile bu olayı onaylamıyor. ABD'deki düşünce kuruluşlarından Brookings Enstitüsü'nün yaptığı bir anket, Amerikalıların yüzde 63'ünün Trump'ın bu hamlesine karşı olduğunu ve destekleyenlerin oranının ise yüzde 31 olduğunu göstermektedir. Demokrat Parti seçmenleri büyükelçiliğin nakline büyük bir çoğunlukla karşı çıkarken, Cumhuriyetçi Parti seçmenleri ise bu konuda neredeyse tam ortadan bölünmüş durumdadır.

 

Trump'ın Çarşamba günü ilan etmesi beklenen bu uzun süredir tahmin edilen politika değişikliğinin ardındaki muammaya açıklık getirmek amacıyla, Middle East Eye-MEE, 45'inci Başkanın hangi saiklerle bu kararı almış olabileceği konusunda farklı siyasi çevrelerden uzmanların görüşlerini aldı.

 

 

1) “Trump Başkanlık Yapıyor” Teorisi

 

MEE ilk olarak, İsrail yanlısı bir şahin ve New York Post köşe yazarı olan Benny Avni'nin görüşlerini aldı. Avni'nin merhametli yorumuna göre, Trump Amerikan halkının istediği ve onun yasa yapıcılarının da 22 yıl önce kararlaştırdığı bir şeyi en sonunda yerine getirmişti.

 

Kongre ABD büyükelçiliğinin Kudüs'e taşınmasını gerektiren bir yasayı 1995 yılında kabul etmişti. Büyükelçiliği halen bulunduğu Tel Aviv'de tutmak için, Trump'ın geçtiğimiz Haziran ayında yaptığı ve bu ay yeniden değerlendirmesi gerektiği üzere ABD Başkanlarının her altı ayda bundan vazgeçtiklerine dair bir feragat belgesi imzalamaları gerekiyordu.

 

Avni, MEE'ye verdiği demeçte, "Büyükelçiliği Tel Aviv'den Kudüs'e taşımak ABD yasasının gereğidir" dedi. "Bir dizi Amerikan Başkanı, seçim kampanyalarında bunu yapacakları vaadinde bulunduktan sonra her seferinde altı aylığına erteledi."

 

Avni, Kudüs'ün -ya da en azından kentin batı kesiminin-  İsrail hükümet kurumlarına ev sahipliği yapmış olduğunu belirterek işleyen bir başkent olarak tanımak üzere Washington ve diğerlerinin oraya temsilcilerini göndermelerinin zamanının geldiğini söylemiştir.

 

Avni, Brookings'in kamuoyu anketinin sonuçlarını sorgulayarak “Gerçek anket ABD seçimleridir" diyor. Amerikalılar mütemadiyen İsrail'i askeri ve diplomatik olarak destekleyen kanun tasarıları lehinde oy kullanan milletvekillerini seçmektedir.

 

Çarşamba günü Trump'ın ne açıklama yapacağı henüz net olmamakla beraber üst düzey ABD'li yetkililer, büyük ihtimalle Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıyacağını ve büyükelçiliğin naklini bir altı ay daha ertelerken gelecekteki taşınma planları konusunda talimat vereceğini belirttiler.

 

 

2) “Trump Kendi Tabanına Oynuyor” Teorisi

 

Brookings anketinin arkasındaki bilim adamı Shibley Telhami, verileri değerlendiriyor. Onun verileri, Demokratların ezici bir çoğunluğunun büyükelçiliğin taşınmasına karşı olduğunu ve Cumhuriyetçilerin de bu konuda ortadan bölünmüş olduğunu gösterirken, Trump daha dar bir seçmen tabanına hitap ediyor olabilir.

 

Telhami, Amerikalı seçmenler içinde en fanatik Trump yanlısı gruplardan birisi olan Evanjelist Hristiyanların yaklaşık yüzde 53'ünün büyükelçiliğin Kudüs'e naklini desteklerken, yüzde 40'ının buna karşı çıktığını belirtiyor.

 

Hesaba katılması gereken başka taraftarlar da var. Trump, 2016 Martında güçlü bir lobi kuruluşu olan Amerikan İsrail Kamu İşleri Komitesi'ne (AIPAC), Amerikan büyükelçiliğini “Yahudi halkının ebedi başkenti Kudüs'e” taşıma sözü vermişti.

 

Bu tür şeyler, paraya dönüşür. Trump'ın seçim sandığı için milyonlarca dolar bağışta bulunan Las Vegas kumarhane kralı Sheldon Adelson'ın, Beyaz Saray tarafından yeterince İsrail yanlısı politikaların ortaya koyulmamasından dolayı hayal kırıklığına uğradığı bildiriliyor.

 

Nihayetinde, bu azınlık çıkar grupları Trump'u çok fazla sallamayabilir, diye ekledi Telhami. "Hiç kimse siyasi olarak birisinin tepesine çökemez. " dedi. "Kısa vadede bu konuda kim ona sırtını dönüp uzaklaşacaktır? Hiç kimse.”

 

 

3) “Trump Filistinlileri Zorluyor” Teorisi

 

Kendi isminin İsrail-Arap ilişkilerinde bir atılım ve dönüm noktasıyla birlikte anılmasından hoşlanacak ilk ABD Başkanı Trump değildir. Bill Clinton, Jimmy Carter ve diğer öncüller barış anlaşmalarının kutsal kâsesi peşinde koşmuştu.

 

Fakat Trump'in müzakere tekniği -ticari işlere ve geçmişteki emlak alışverişlerine olan yaklaşımıyla açığa vurulduğu gibi- güçlü bir tarafın elverişli şartları elde edene kadar müzakere ettiği tarafın üzerine gitmesini kapsar.

 

Böyle bir durumda, büyükelçiliğin söz konusu nakli -BM'nin Filistinlilere fonlarının kesilmesi ve Filistin Kurtuluş Örgütü'nün (FKÖ) Washington'daki bürosunun kapatılmasıyla birlikte- Başkan Mahmud Abbas'ı zorlama girişimi olabilir.

 

Filistin Hakları için ABD Seferberliği Örgütü araştırmacılarından Josh Ruebner'e göre, büyükelçiliğin taşınmasına ilişkin açıklama, Trump'ın önümüzdeki yılın başında ortaya çıkarması beklenen barış önerisiyle ilgili olarak "Filistinlileri kendileri için zayıf bir anlaşma yapmaya zorlamak ve baskı altına almaya yönelik bir tutumun parçası" olabilir.

 

 

4) “Trump Düşüncesiz ve Önyargılıdır” Teorisi

 

Trump'ın bu hamlesinin en az tatminkâr yorumu bunun hiçbir şekilde ikna edici güçlü bir stratejiden kaynaklanmadığıdır. Damadı Jared Kushner, (Barış Süreci) Temsilcisi Jason Greenblatt ve Ortadoğu konusundaki diğer anahtar kişiler tamamıyla İsrail yanlısıdır.

 

Bu yardımcılar, “eşi benzeri görülmemiş ölçüde tecrübesiz, gösteriş içinde yaşayan kişiler” ve Trump'ı tehlikeli bir yola doğru itiyorlar, dedi Telhami. Trump barış anlaşması akdetmek istemiş olabilirdi. Ancak, şimdi bu çok daha zor bir iş gibi görünüyor ve o bir çıkış arıyor.

 

ABD büyükelçiliğinin taşınması,  Arapları öfkelendirecek ve Abbas'ı müzakere masasından uzak durmaya zorlayacaktır. Telhami “Trump'ın ekibinin, yüzyılın anlaşmasına ulaşılamayacağının farkına vardığını ve başkalarını suçlamanın kendilerini suçlamaktan daha iyi olduğunu" ifade etti.

 

Ruebner göre, gerçek hâlâ iç karartıcı. Kushner, Greenblatt ve İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu'nun kabinesindeki ahbapları, her şeyden önce Filistinlilere gerçekçi bir anlaşma teklif etmeyi asla düşünmediler.

 

Ruebner MEE'ye şunları söyledi: "Sorunun iki devletli bir çözümüne yönelik sahte bağlılıklarına karşın, onların tümü Filistin halkının herhangi bir ulusal ya da insan haklarını tanımaksızın İsrail'in tarihsel Filistin'in yüzde 100'ünü kontrol altında tutmayı sürdürmesine ideolojik olarak bağlı kişilerdir."

 

 

Çeviri: Emir Aşnas

 

www.medyasafak.net