Temmuz 2006 Savaşı’ndan 14 yıl sonra Direniş yeteneklerini nasıl geliştirdi?

Temmuz 2006 Savaşı’ndan 14 yıl sonra Direniş yeteneklerini nasıl geliştirdi?
Bu çerçevede, Hizbullah lideri Seyyid Nasrallah’ın denklem hakkındaki “Bu iş halledildi” sözleri, başka bir deyişle artık Direnişin nitelikli silahlara ya da füzelere ihtiyacı olmadığı anlamına geliyor. Bu denklem, düşman yetkilileri üzerinde şok edici bir etki meydana getirmiştir.

 

 

 

Şaril Ebi Nadir

 

 

Alahadnews

 

 

İsrailli liderler ve yetkililer, 2006 yılı Temmuz ayından bu yana 14 yıl boyunca Direniş'in (Hizbullah) yeteneklerini her yönden gözle görülür boyutlarda geliştirdiğini itiraf ediyor. Bu itiraflarla birlikte, bu yeteneklerin “tehlikesiyle” savaş projesi düşman liderlerinin en önemli gündem maddesi ve meşguliyeti oldu. Özellikle de düşmanın karşı karşıya kaldığı tehdit artık sadece siviller ve askerler ile sınırlı değil, bu tehlike Siyonist varlık için varoluşsal bir problem halini almıştır.

 

Direnişin yeteneklerindeki bu gelişim, bir yandan teknik ve taktiksel olanaklar ve uzmanlığında, bir yandan da nitelikli silahlar ve stratejisi üzerinde etkili olmuştur.

 

 

Teknik ve taktiksel olanaklar ile uzmanlık açısından

 

Suriye Savaşı, Direniş birimlerinin hem liderleri hem askerleri açısından askeri taktik, teknik ve liderlik alanlarında uzmanlık kazanma için uygun bir sahaydı. Bu savaş sıradan bir savaş değildi, aksine pek çok çatışmadan daha zor ve daha sert olduğunu söyleyebiliriz. Çeşitli terör gruplarına karşı girilmiş bir savaş olduğu doğrudur, ancak çatışma sahasında bu teröristlerin basit olmayan uzmanlıklara sahip olduğu ortaya koyulmuştur. Çünkü bu söz konusu silahlı güçler, en şiddetli savaşlara giren çok sayıda ülkeden uzmanlık ve gelişmiş silahlar aldılar. Bunun yanı sıra, Suriye Ordusu ve Hizbullah birimlerine karşı birden fazla savaşta Amerika'nın geniş desteği de söz konusuydu.

 

Tüm bunlar Direniş unsurlarına, düşman İsrail'e karşı yaklaşan bir savaşta kaçınılmaz olarak güven sağlayan önemli bir deneyim ve uzmanlık kazandırdı. Düşmana karşı yaklaşa herhangi bir savaşta, Direnişin çıkarlarına kaçınılmaz bir şekilde etkileyecek olan noktalardan bir diğeri de, teknik ve taktiksel olanaklar dahilinde gelişen, genişleyen ve 14 yıl sonra eskisinden çok daha etkili hale gelen komuta, kontrol ve savaş yönetimi özelliğidir. Bu özellik son savaşta (Temmuz 2006) Hizbullah'ın savaş gücüne değerler katmıştır ve birden fazla manevrasında ortaya çıkmıştır:

 

- Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah'ın düşman gemisi Saar 5'i hedefleyeceklerini “Şuna bakın şimdi nasıl yanacak” diyerek ilan ettiği mesaj çok açıktı. Lübnan kıyılarında gelişmiş füzelerle düzenlenen ve düşmanı şoka uğratan hedefleme operasyonuyla birlikte, Direnişin liderlik, kontrol ve komuta etme konularında olağanüstü bir yeteneğinin olduğu görüntüsü verildi. Bu sayede özellikle Beyrut'un güney banliyösündeki karasulardaki karışık istihbarat ağları ve tarassuta rağmen düşmandan izole edilmiş bir şekilde şifreli emirlerin doğrudan ulaşması yoluyla füzelerin başarılı bir şekilde fırlatılması ve operasyonun kontrol edilmesi Direnişin olağanüstü yeteneklerini ortaya koydu.

 

- Daha sonra 33 Gün Savaşı döneminde işgalcilerin Direniş birimlerine ve yeteneklerine yönelik, helikopterleri de kullanarak giriştikleri olağanüstü hava saldırısına rağmen, Direniş işgal altındaki Filistin topraklarının derinliklerine roketler atmaya devam ederek, sabit ya da hareketli tüm füze üslerinden hassas ve doğrudan bir cevap vermiş oldu.  Bu cevap, tüm operasyon bölgesini kuşatan şiddetli ateş ve bombardımanların gölgesinde olağanüstü bir iletişim sistemi, kontrol ve liderlik ile sağlandı.

 

Bu noktadan, eğer Direnişin Temmuz Savaşı sırasında liderlik, kontrol ve savaş yönetimi bakımından sahip olduklarını göz önünde bulundurursak, şimdi 14 yılın ardından kazandıkları ve sahip oldukları yetenekler, imkânlar, elektronik, operasyonel ve teknik olanakların gölgesinde geldikleri etkinlik ve hassasiyet seviyesi ne düzeydedir düşünmek gerekir.

 

 

Silah ve yetenekler açısından

 

Doğal olarak Direnişin füzelere, insansız hava araçlarına ve diğer nitelikli silahlara sahip olma ve komuta etme yolculuğu Temmuz 2006 yılından bu yana çok fazla yol kat ederek gelişti. 14 yıllık bir eğitim, deneyim ve altyapı geliştirmenin ardından Direniş hayati manevra kabiliyetleri kazandı. Ayrıca Suriye sahası da uzak hayati hedefleri on ikiden vurabilme yeteneği ve hassasiyet bakımından nitelikli bir sıçrama yaşamak için çok uygundu. 2000 yılında Lübnan'da son bulan kurtuluş savaşı ve 2006 Temmuz Savaşı arasında bu yeteneklerin ilerleme seviyesinde büyük fark vardır. 2006 yılındaki Temmuz Savaşından 14 yıl sonra Direnişin yetenekleri artık düşman tarafından da itiraf edilmeye başlandı.

 

Bu çerçevede, Hizbullah lideri Seyyid Nasrallah'ın denklem hakkındaki “Bu iş halledildi” sözleri, başka bir deyişle artık Direnişin nitelikli silahlara ya da füzelere ihtiyacı olmadığı anlamına geliyor. Bu denklem, düşman yetkilileri üzerinde şok edici bir etki meydana getirmiştir. Bu yeni durum onları geniş çaplı bir medya ve diplomasi savaşına itiyor.

 

Böylelikle, Direnişin yeteneklerinin 2006 Savaşı'ndan 14 yıl sonra kesin ve sabit bir sıçrama yaşadığını söylemek mümkündür. Bunu dosttan önce düşman itiraf etmektedir. Bu, düşman varlığının bu ilerlemeyi dikkate alması ve elbette siyasi, diplomatik, ekonomik ve medya araçlarıyla savaşmaya çalışmasını sağlayacaktır. Siyonistlerin bu yolda da başarısız olması halinde, başka yollar araması gerekecektir. Ne var ki savaş da asla dışlanmaması gereken bir olasılıktır. Bu durum Direnişin her olasılığı hesap etmesini zorunlu kılmaktadır.

 

 

Çeviri: Merve Soydaş

 

 

Medya Şafak