Tel Aviv: İsrail halkı Lübnan’ın İsrail Ordusuna mezar olacağına inanıyor

Tel Aviv: İsrail halkı Lübnan’ın İsrail Ordusuna mezar olacağına inanıyor
İşgalci rejimin, Direniş lideri Seyyid Hasan Nasrallah’ın varlığından dolayı sıkıntı çektiği kuşku götürmez. Siyonistlerin bu sıkıntıları itiraf etmesi ile birlikte, eski İsrail Başbakanı Yitzhak Shamir’in “Araplar aynı Arap, deniz aynı deniz” sözleri de, tarihin tozlu sayfalarına gömülmüş oldu.

 

 

Zuheyr Andraos

 

 

Raialyoum

 

 

İşgalci rejimin, Direniş lideri Seyyid Hasan Nasrallah'ın varlığından dolayı sıkıntı çektiği kuşku götürmez. Siyonistlerin bu sıkıntıları itiraf etmesi ile birlikte, eski İsrail Başbakanı Yitzhak Shamir'in “Araplar aynı Arap, deniz aynı deniz” sözleri de, tarihin tozlu sayfalarına gömülmüş oldu.

 

İsrail ile normalleşme temeline dayanılan ve Direnişin terör örgütü olarak kabul edildiği bu dönemde Yahudi medyası hâlâ, bir gerilla örgütünü tam anlamıyla kusursuz bir orduya dönüştüren Seyyid Hasan Nasrallah'ın kişiliğinin bilinmeyen yönlerini araştırmaya çalışıyor. Zira İşgalci rejimin liderlerine göre Direniş ordusu, kendi ordularından sonra Ortadoğu'nun ikinci güçlü kuvveti haline geldi.

 

İsrail'de yayınlanan bir okul kitabında Seyyid Hasan Nasrallah ile ilgili yazılan sözler, Siyonist liderleri ve halkının yaşadığı çıkmazın derinliğini gözler önüne seriyor. İsrail Milli Eğitim Bakanlığı'nın onayıyla Siyonist eğitimci Uni Graph tarafından devlet okullarında Yahudi öğrencilere okutmak için hazırlanan “Medeniyetler” kitabında Seyyid Hasan Nasrallah hakkında çarpıcı cümleler yer alıyor:

 

“Olağanüstü karizmatik kişiliği ile bilinen Hasan Nasrallah, daima İsrail'de olup bitenler hakkında bilgi sahibi olduğunu vurguluyor. Bundan dolayı İsrail toplumu ile hassasiyetlerini ve dahası İsrail'in siyasi haritasını çok iyi biliyor. Bu bilgileri Siyonist toplumda psikolojik açıdan büyük etki oluşturan mesajlarını iletmek için kullanıyor… 2000 yılında İsrail Lübnan'dan çekildikten sonra Hasan Nasrallah Binti Cubeyl kasabasında yaptığı konuşmasında, İsrail toplumunu kolaylıkla yıkılabilecek bir örümcek yuvasına benzetmişti.”

 

Yahudi medyasının önde gelen yayın organlarından Haaretz gazetesine göre, Hizbullah'ın psikolojik savaşı, İsrail askerlerini kendi yeteneklerine olan inançlarını kaybettirecek kadar etkili bir şekilde yönetiliyor. Gazete aynı zamanda Hizbullah'ın etkili bir şekilde savaşa giren küçük bir grup olarak hayatta kalma propagandasını ustaca kullandığına dikkat çekti. Yine aynı gazeteye göre, örgüt tehditlerini başarılı bir şekilde büyütmeyi öğrenerek, bu tehditleri başlı başına askeri başarı haline getirdi.

 

Hazırladığı analizinde el-Ahad haber sitesinde İsrail'in nükleer tesisleri ve gelecek savaşta açık hedef olabilecek bölgeleri hakkında yayınlanan bir video klipten görüntülere yer veren Siyonist gazete, Hizbullah'ın girdiği psikolojik savaşın etkili bir şekilde amacına ulaştığına dair uyarıda bulundu.

 

Siyonist gazete habere şu ifadelerle devam etti: “Hizbullah, İsrail'in 1985 ve 2000 yılları arasında Güney Lübnan'da patlak veren yıpratma savaşında verilen kayıpların tekrarlanmasına dair korkusundan faydalanıyor.” Bahsi geçen yıllar zarfında İsrail askerleri arasından nispeten az sayıda bir grubun öldürüldüğüne işaret eden gazete, bugün Hizbullah'ın saldırıları hakkında yayınladığı video görüntülerinin, İsrail medyasında yer alması sayesinde psikolojik savaştaki etkinliğini iki katına çıkardığını belirtti.

 

Makale yazarı David Daood'a göre Hizbullah gelecek çatışmalarda kâbus yaratan tehditlerinin etkisinden faydalanacak. Yazara göre, Hizbullah'ın el-Celile'ye sızacak, İsrail'e hassas füze yağdıracak, Hayfa'daki Amonyak depoları ve Dimona'daki nükleer tesisleri vurabilecek mevcut yetenekleri, bu tehditlerden hiçbirini kısmen dahi uygulamadan kâbus haline geldi.

 

Bunun yanı sıra Siyonist yazar, Hizbullah'ın İsrail toplumunu Güney Lübnan'ın İsrail Ordusu için mezar olacağına ikna etmeyi başardığını kabul etti. Bu durum, İsrail Ordusunun silahlı Hizbullah gruplarını bölgeden çıkarmak için gerekli adımları atmasına engel oluyor.  Bundan dolayı, Hizbullah'ın üstün savaş yetenekleri şöyle duysun, sınırlı sayıda verilecek kayıplardan bile korkan İsraillilerin Güney Lübnan'da yenilmesinin en önemli faktörlerinden biri bu korkudur.

 

Yahudi gazetesi, Hizbullah'ın tehditlerinin, Suriye'deki uzantısının İsrail tarafından öldürücü bir darbe almasına engel olmayı amaçladığını ve bu yöntemle Hizbullah'ın gelecekteki bir çatışmayı kendi şartlarını dayatarak başlatabileceğini, daha güçlü bir konumda olduğu zaman ise tüm dizginleri eline alabileceğini ekledi. Hizbullah'ın asıl çıkarının, İsrail toplumunun savaşın yükümlülükleri ve sonuçlarından duyduğu korkusunun altında yattığını ifade eden gazete, bu sayede İsrail Ordusunun alacağı önlemlere halkın muhalefet edeceğini iddia etti.

 

Siyonist gazete şu ifadelerle haberi tamamladı:

 

“Hizbullah'ın, İsrail sınırında veya küçük kasabalardaki sadece birkaç askeri mevkii ele geçirmesi, rehine alması ya da öldürmesi ve İsrail topraklarında bu eylemlerin videosunu yayınlaması yeterlidir. İşte o zaman, İsrail Ordusu askerleri hayal kırıklığına uğrayacak ve sivilleri korumak için verdikleri askeri çabaların boşa kürek çekmek olduğunu düşüneceklerdir. Hükümet, savaşı bitirme çağrısı yapacak ve bu saldırı zihinlerde ‘yenilmez' olarak yer edinen Hizbullah ile gelecekte herhangi bir çatışmaya karşı caydırıcı olacaktır.”

 

 

Medya Şafak