"Suud Hanedanı Çok Yakında Devrilecek"

"Suud Hanedanı Çok Yakında Devrilecek"
Bir analist Press TV’ye Suudi ailesinin sonu; ülkenin ve halkın sahibi ve yönetici pozisyonunda bulunmalarının Allah’ın verdiği bir hak olduğuna dair saçma mantığı sebebiyle yakındır, dedi.

Suudi protestocular Qatif bölgesi ve Doğu Eyaleti'ndeki Avamiye'nin merkezinde neredeyse düzenli bir şekilde gösteriler yapıyorlar. Öncelikli talepleri siyasi mahkûmların serbest bırakılması, sosyal adalet ve sistematik ayrımcılığa son verilmesidir.

Bununla birlikte gösteriler yakın zaman evvel protestoculara karşı ölümcül saldırılarda bulunmaya yeltenen Suudi rejimi aleyhine döndü.


Press TV meseleyi derinlemesine tartışmak için Washington'daki IGA'nın yöneticisi Ali el Ahmed ile bir röportaj gerçekleştirdi. Program iki diğer misafirinde görüşlerini sunmaktadır: San Antonio'dan politik analist Mark Dankof ve Madison'dan yazar ve İslami çalışmalar uzmanı Kevin Barret.


Aşağıdaki metin El Ahmed ile yapılan röportajın yaklaşık bir çözümüdür.


Press TV: Suudi Arabistan'daki gösteriler siyasi mahkûmların serbest bırakılmasına odaklanıyor ama geçen 16 ayın ardından göstericiler taleplerini eşit haklar ve politik reforma yükselttiler.

 

Suudi Arabistan tam bir ayaklanmadan ne kadar uzak görünüyor?


El Ahmed: Bence bu biraz zaman alacak. Bana göre 2103 yılı bu ülke için kritik bir yıl olacak zira ülke boyunca hızlanan bir protesto dalgası ve toparlanan politik bir fırtına görüyoruz.


Mesela, birkaç gün evvel iki lise talebesinin Suudi monarşisinin kuvvetleri tarafından mahkûmları savunmalarındaki rolleri sebebiyle kaçırıldıklarını gördük. Riyad'tan önemli aktivist Şeyh Süleyman el Raşidi'nin tutuklandığını gördük; dün gece Qatif'teki çocukların vurulduklarını ve öldürüldüklerini gördük.


Öyleyse, ülke çapında bir protesto hareketinin yayıldığına şahit oluyoruz ama bence 2013 ülke boyunca büyük protestoların yayılması anlamında çok kritik bir yıl olacak.


Bölgedeki dengelerin biraz değişmesini ve belki Amerika Birleşik Devletleri ile Avrupa'nın Suudi Arabistan'a desteklerinde bir azalma olduğunu görmeye ihtiyacımız var, diye düşünüyorum.




Press TV: Bu yılın Temmuz ayında ciddi bir olay oldu ve bu hareketin lideri, etkili alim Nimr el Nimr vuruldu ve tutuklandı.


Bu olay olduğunda kardeşi Muhammed el Nimr bunun başarı ihtimali olmadığını, durumun tahripkâr olacağını, “sahanın böylesi bir patlama için hazırlanmadığı”nı söyledi.

Kardeşi niçin böyle demek istedi? Demek istediğim, bu çok önemli bir olaydı, bilinen gerçek, etkili bir liderin vurulduğu ve sonra tutuklandığıydı.


El Ahmed: Peki, bence bu onun kişisel düşüncesidir. Belki o bütün ülkenin ayaklanmayacağını söylemek istemiştir. Bu henüz olmadı ama bu gibi şeyler zaman alır.


İran'dan Fransız ihtilaline kadar dünyadaki devrimlere bakarsak bunların oluşmasının ve ülkeye yayılmasının yıllar aldığını görürüz. Bu durumda biz bu sürecin içindeyiz. Bu sebeple ben 2013'ün bu protesto hareketinin son iki yıldan çok daha hızlı gelişeceği bir yıl olacağını düşünüyorum.


Öyleyse bu önemlidir. Tutuklanması, varlığı, konuşmaları protesto hareketinin gerçekten büyük ve öncü kaynağı oldu, sadece Doğu Eyaleti'nde değil ama bütün ülkede zira hiç kimse onun ülkedeki her bir protestocu üzerindeki şu veya bu şekildeki etkisini inkâr edemez.


Press TV: Kral Abdullah, Veliaht Prens Salman ve diğer kardeşler ile üvey kardeşlerin yer aldığı monarşideki yaş faktörünü bize biraz açıklayabilir misiniz? Söylendiğine göre en gençleri 60'lı yaşların sonundadır.


Çünkü halefiyet söz konusu olduğunda, sizin bizi daha çok aydınlatabileceğinizi düşünüyorum ki, orada bölünmeler var, demek istediğim 2006 yılında 35 prensten oluşan, bir sonraki kralı belirleyecek bir konsül oluşturulmuştu ama bunda bile problemler vardı. Durum nasıldır?


El Ahmed: Peki, biliyorsunuz ki Suud ailesinin nesli veya öncü yahut yönetici neslinin tümü çok yaşlıdır ve fonksiyonlarını yerine getiremez ya da günde birkaç saat çalışamaz haldedirler. Ve şimdi onlar hala hükümetteki bu pozisyonu ellerinde tutmaya devam ediyorlar ve bu, kendi halkları hakkındaki kişisel görüşlerinin bir yansımasıdır, onlar haklarını ve bu pozisyonu nasıl görüyorlar?


Bu pozisyonlarda bulunmayı Allah'ın kendilerine verdiği bir hak olarak görüyorlar ve bu herhangi bir dini ya da rasyonel düşünce ile çelişir haldedir, iktidardaki yönetimin pozisyonu bir tek kişiye ait olmaz. Bu pozisyon ülkedeki halka aittir ve fonksiyonlarını yerine getiremeyen herkes istifa etmelidir veya istifa etmeye zorlanabilmelidir.


Öyleyse bu, yönetici El Suud ailesinin inişe geçtiğinin kesin bir işaretidir ve kendilerine ait bir ülkeleri, kendilerine ait halkları, kendilerine ait toprakları ve ölünceye kadar kendilerine ait olacak yönetimdeki pozisyonları mantığı sebebiyle onların sonu yakındır. Bu hiçbir din ve rasyonel düşünce tarafından kabul edilemeyecek bir durumdur.


Ve bu Amerika Birleşik Devletleri ile Batılı hükümetlerin bu gibi bir rejimi desteklemesinin çok açık bir sebebidir. Onlar Amerika Birleşik Devletleri'nin desteğiyle yönetimde duran bu yaşlı yöneticilerce idare edilen Suudi Arabistan halkına, Arap Dünyası'ndaki halklara saygı duymadıklarını açıkça ifade ediyorlar.


Şayet Amerika Birleşik Devletleri ve onun politika yapıcıları bölgedeki halklara ciddi anlamda saygı duymuş olsalardı Suudi monarşisiyle ve bölgedeki diğer monarşilerle ittifaktan uzak dururlardı.


Bu halklar için bu iyi bir işarettir, onların sonu yakın, zira onlar megalomanyaklardır, onlar insan olduklarının ve kısa bir süre sonra öleceklerinin, rejimlerinin de sona ereceğinin farkında değiller.
 

medyasafak.com