Suriye Savaşı Batı’nın Arap Dünyasını Yeniden Sömürgeleştirme Çabasıdır

Suriye Savaşı Batı’nın Arap Dünyasını Yeniden Sömürgeleştirme Çabasıdır
"Doğrusu çok ilginçtir ki, 11 Eylül’den sadece bir ay evvel, Ağustos 2001’de, Suudi Arabistan kralı yolların ayrılma vaktinin geldiğini ilan etmişti. Suudi Arabistan Amerikan emperyalist yörüngesinden çıkacaktı. Ve 11 Eylül daha evvel benzeri olmamış bir şeyi garantiye almak için planlandı."

Dr. Kevin Barrett: Suriye'ye karşı savaş, Batı'nın Arap Dünyasını yeniden sömürgeleştirme teşebbüsüdür


Bir yazar ve Orta Doğu uzmanı Press TV'ye Suriye'ye karşı savaş Batılı güçler tarafından Arap Dünyası'nın yeniden sömürgeleştirilmesine yönelik bir teşebbüstür, dedi.


İsrail Suriye sınırı yakınındaki Hayfa'ya füzeler yerleştirdi. Bir İsrail Ordu sözcüsü Pazar günü iki “Demir Kubbe”  bataryasının Hayfa bölgesine hareket ettiğine dair haberleri doğruladı. Bu yerleştirme NATO'nun ilk Patriot füze bataryalarını Türkiye'nin Suriye ile sınırında Cumartesi günü operasyonel hale getirmesinden sonra gerçekleşti. Suriye Mart 2011'den bu yana huzursuzluk yaşıyor. Şam hükümeti huzursuzluk ve ölümcül şiddetin ardında kanundışı kişiler, sabotajcılar ve silahlı teröristler olduğunu söylüyor.


Press TV Madison'dan yazar ve Orta Doğu uzmanı olan Dr. Kevin Barret ile Suriye'ye karşı savaş meselesini derinlemesine tartışmak için bir röportaj gerçekleştirdi.


Aşağıdaki metin Kevin Barrett ile yapılan bu röportajın yaklaşık bir çözümüdür.


Press TV: Bay Barrett, şimdi bu açıdan Suriye'deki duruma bakınca, ne zaman Arap dünyasını bölgede İsrail'in politikalarına karşı birlik olarak göreceğiz; şimdi farklı bir senaryo var, farklı bir politik manzara, birçok Arap ülkesini Suriye bakımından politikalarını İsrail'inkiyle bir hizaya sokmuş olarak görüyoruz.


Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?


Barret: Yirminci yüzyılın ikinci yarısı boyunca sömürgecilikten kısmen kurtulan Arap dünyasını yeniden kolonileştirme teşebbüsü tam anlamıyla devam ediyor.

Bugün, bence 11 Eylül'e uyandık ki, ben bunun bir ABD-İsrail yanlış bayrak operasyonu olduğunu vurgulamaktan hoşlanırım, bu operasyonla Orta Doğu'nun yeniden sömürgeleştirilmesine başlanılması planlandı.


Doğrusu çok ilginçtir ki, 11 Eylül'den sadece bir ay evvel, Ağustos 2001'de, Suudi Arabistan kralı yolların ayrılma vaktinin geldiğini ilan etmişti. Suudi Arabistan Amerikan emperyalist yörüngesinden çıkacaktı. Ve 11 Eylül daha evvel benzeri olmamış bir şeyi garantiye almak için planlandı ve Arap ülkelerinin tümünü istikrarsızlaştırmak için tam anlamıyla teşebbüste bulundu ki,  bunların neredeyse tamamı ABD müşterisidir ve Suriye onlardan birisidir.


Bu durumda bence Orta Doğu'nun istikrarsızlaştırılmasında her hangi bir Amerikan politika yapıcı kadar sorumlu olan İsrail'in Suriye'ye ateşlenecek füzelerle hükümeti kimyasal silah kullanamama konusunda uyarmaya çalışma yoluyla Suriye halkını koruyacağını söylediğini işittiğimizde, bu sadece tuhaftır, diyebiliriz.


İsrail sivilleri korumakla ilgilenmez. İsrail bütün Arap dünyasında sivil katliamları gerçekleştirdi, pratikte dünyadaki başlıca terörist halk olarak başladığından bu yana sürekli olarak bu böyledir, en azından nüfusa oranla.

Öyleyse durum işbirlikçi kontrol altındaki medyada okuduğumuz her şeyden tamamıyla farklıdır ve ben Press TV'nin farklı perspektifler sunmasından memnunum.


Press TV: Doğru, İsrail'in Demir Kubbe füze bataryalarından ikisini Suriye sınırı yakınına yerleştirmesine gelirsek, bu, sahada nasıl bir değişiklik yaratabilir, Patriot füze bataryalarının Türk toprağına yerleştirildiğini gördüğümüzde ki, bunun kendisi çok provokatifti ve Suriye toprağına karşı vekâlet savaşının sadece bir adımıydı. Bu neye öncülük ediyor?


Barret: Bu bir korku politikası örneği olarak görünüyor. Askeri çevrelerde geniş bir şekilde söylenilen bir şey ki, Suriye Rusya'dan edindiği gelişmiş bir hava savunma sistemine sahip.  Ve bu Batı'yı Suriye'nin hava sahasını kontrol altına alan ve onları bombalayıp öldürmek anlamına gelen uçuşa yasak bölge ilan etmekten yoksun bırakan sebeplerden birisidir.


Bu durumda, anlaşıldığı kadarıyla, bu füzeler Suriye'nin Türkiye ve İsrail sınırlarına Suriye ve Rusya'ya baskı yapma çabasının bir parçası olarak getirildiler. Bunun işe yarayacağını düşünmüyorum.


Suriye hükümeti mevcut durumda öncelikle barışçıl protestolar yapan vatandaşlardan aldığı saldırıya ve sonra da birçoğu ABD ve İsrail destekli Suudi Vahhabi aşırılık yanlılarından oluşan, Suriye'de çok sevilmeyen teröristlerden gelen saldırılara karşı koyuyor ve durum Suriye hükümeti lehine değişiyor gibi görünüyor.


Öyleyse muhtemelen bu füzeler sömürgeci güçlerin baskı gücünü arttırma teşebbüsüdür.


medyasafak.com