Prof. R. Shakespeare: Suriye Silahlarını Bırakmalı mı

Prof. R. Shakespeare: Suriye Silahlarını Bırakmalı mı
"Dahası, Suriye’nin kimyasal silahlarını bırakması durumunda bir şey kesindir: saldırıya uğrayacaktır (şu anda uğradığı saldırıdan daha fazla). Suriye’yi şu ana kadar saldırıdan koruyan sadece Suriye’nin kimyasal silahlarının varlığı ve Rusya’nın muhtemel askeri desteği olmuştur."

Suriye kimyasal silahlarını bırakmalı mı?

 

Prof. Rodney Shakespeare

 

Press TV

 

 

Bölgesel bir saldırgan olan İsrail, kimyasal silahlara sahip. Atom bombalarına, hidrojen bombalarına ve birkaç başka türden korkunç bombaya sahip. O halde neden Suriye silahlarını bıraksın?


Dahası, Suriye'nin kimyasal silahlarını bırakması durumunda bir şey kesindir: saldırıya uğrayacaktır (şu anda uğradığı saldırıdan daha fazla). Suriye'yi şu ana kadar saldırıdan koruyan sadece Suriye'nin kimyasal silahlarının varlığı ve Rusya'nın muhtemel askeri desteği olmuştur.
 

Temel Amerikan prensibi, etkili bir şekilde karşı saldırı gerçekleştirme becerisi olmayan bir ülkeye veya gruba saldırmaktır. Bu aynı zamanda İsrail'in de temel prensibidir.
 

Çok eski zamanlardan beri bu kabadayıların yaptığı şey bu olmuştur. ABD Kuzey Kore'ye saldırmak istiyor ama bu ülke, atom bombalarına sahip olduğu için saldırıya uğramıyor. O halde bir şeyi netleştirelim: Suriye kimyasal silahlarını bıraktığı zaman saldırıya uğrayacaktır. 
 

Dahası, kimyasal silahların bırakılması Suriye'deki kimyasal silah kullanımını sonlandırmayacaktır. Şu ana kadar ortaya çıkan bütün kanıtlar – evet, bütün kanıtlar – isyancıların çok miktarda gaza sahip olduğunu ve Esad hükümetini suçlamak üzere bunları kullandığını gösteriyor. İsyancılar bunu kabul etti; bunu yaparken suçüstü yakalandı, hatta ateşlerken kendilerini filme bile aldı! 
 

Obama ve Kerry'nin – katıksız yalancılar – gazın kullanıldığını ve bu yüzden Suriye hükümeti tarafından kullanılmış olduğunu söylemesi çok dikkat çekicidir. El Nusra Cephesi'ni, Vehhabileri, Selefileri ve en kötüsü Tekfircileri finanse edip silahlandırarak boğaz kesmelerini, kafa uçurmalarını ve gaz kullanmalarını sağlayanlardan nasıl bir mantık bekleyebilirsiniz? 


İnanılmaz gibi görünse de, Şer Ekseni (yani ABD, İsrail ve Suudi Arabistan) yeni bir büyük yanıltma harekâtı içine girmişlerdir. Bu, bazı ayrıntılar dışında 11 Eylül 2001'de olanın aynısıdır. Bir şeylerin olması istendiği zaman (11 Eylül örneğinde, Amerikalılar ve İsrailliler telefon görüşmesi dinlemelerinden bir grubun bir saldırı hazırlığı yaptığını biliyordu) onun olmasına izin verilir. Ve bunun büyük bir olay şeklinde gerçekleşmesi sağlanır.

 

Yıllar boyunca Amerikalıların Japonya üzerinde yaptırımları vardı ve Japonya'nın saldırmasını provoke etmeye çalışıyorlardı. Yıllar boyunca Amerikalılar Japonların bütün güvenlik kodlarını kırmıştı ve, tamı tamına bugün olduğu gibi, Japon ordusunun yaptığı her şeye dair bilgi alabiliyorlardı. Amerikalılar bir hafta kadar öncesinden başlayarak, Pearl Harbor saldırısının geldiğini biliyorlardı. Bu yüzden bunun olmasına izin verdiler; böylelikle (savaşa karşı olan) Orta-Batı ve Batı Amerikalılar, Doğu'daki siyasi yapının istediği gibi savaşa sürüklenebilecekti.  Siyasi yapı, Japon filosunun saldırı hazırlıkları yaptığını duyduklarında nasıl da ellerini ovuşturmuştu!

 

11 Eylül örneğinde Amerikalılar ve İsrailliler iki ay öncesinden itibaren planlanan şeyin bilgisine sahipti. Bu yüzden kendi planlamalarını yaptılar ve bir noktayı da unutmamak gerekiyor: bir binayı havaya uçurmak istediğinizde (bir uçağın çarpmadığı Yedi Numaralı Kule'nin havaya uçması gibi) yıkım masraflarını toparlamak için en az bir haftalık hazırlığa ihtiyacınız vardır. 


Ve unutmayın ki Yedi Numaralı Kule'nin havaya uçurulmasından ve büyülü bir şekilde toza dönmesinden (bunu yapmak için bir tür atom cihazına ihtiyacınız vardır) yarım saat önce BBC binanın çöktüğünü duyurmuştu ve o sırada arka planda kulenin yerinde durduğu görülüyordu! Açıklamayı yapan BBC muhabiri elinde, Reuters haber ajansı tarafından kendisine verilmiş buna uygun bir kağıt parçası tutuyordu….!


Bu nedenle eğer Suriye kimyasal silahlarını bırakırsa bu, Tekfircilerin ve El Nusra Cephesi'nin daha fazla zehirli gaz yaymasını durdurmayacaktır. Şer Ekseni'nin şer işlerini yapmasını durdurmayacaktır. Hiçbir şekilde Suriye içindeki çatışmayı durdurmayacaktır. 
 

Umut, Rusya'nın Suriye'nin kimyasal silahları bırakması önerisini, Suriye'ye askeri bakımdan yerleşmek için zaman kazanmak üzere yapmış olmasıdır. Şu ana kadar Rusya sadece konuştu ve görece az iş yaptı. Durum Rusya'nın acil olarak, Suriye'nin bağımsızlığını korumak için müdahale etmesini gerektiriyor. 
 

Dahası Rusya, Suriye'nin kimyasal silahlarını bırakmasını sağlayarak, gerçekten önemli olan tek şeyi yapmaya çalışıyor olabilir: yalnızca bölge için değil, bütün dünya için tehlike teşkil eden İsrail'in kimyasal silahlarının bıraktırılması.
 

Rusların gerçekten de, ABD ve İsrail'in yaptıklarının karşılığını almasını sağlayacak büyük bir uluslararası manevraya hazırlandığını umalım.
 

Fakat bu riskli. Eğer Suriye silahsızlanmayı yavaş bir şekilde yaparsa, Amerikalı savaş baronları burada kendileri için bir saldırma şansı görecek.
 

Her şey gelip, Rusya'nın kapsamlı bir şekilde savunmak üzere Suriye'ye gidip gitmemesi noktasına dayanıyor. Libya silahsızlandığı zaman bu, ABD'nin saldırmasını engellemedi. Saddam Hüseyin BM denetçilerine sınırsız erişim sağladığında Irak yine saldırıya uğradı. Silahsızlanırsanız bunu kendi aleyhinize olacak şekilde yaparsınız çünkü ABD ve İsrail zaten saldırmaya karar vermiştir. 
 

Rusya'nın doğru şeyi yapacak iradeye, cesarete ve araçlara sahip olması için dua etmeliyiz.

 

Çev: Selim Sezer

 

medyasafak.com