Seyyid Nasrallah’ın Suriye krizinin başlangıcında İmam Hamenei ile görüşme hatırası

Seyyid Nasrallah’ın Suriye krizinin başlangıcında İmam Hamenei ile görüşme hatırası
Suriye olaylarının başlangıcında İran’a gittim ve İslam Cumhuriyeti Önderi Ayetullah Seyyid Ali Hamenei ile görüştüm. O günlerde herkes Suriye yönetiminin 2 ya da 3 ay içerisinde düşeceğinden emindi. Biz kendi görüşümüzü dillendirdik ve eğer Şam’da savaşmaz isek Hermel, Balbek, Zahiye, el-Ğaziye ve Batı Bekaa ile Güney Lübnan’da savaşmak zorunda kalacağımızı söyledik.

 

 

 

Fars News

 

 

Lübnan Hizbullahı Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah her yıl Muharrem ayı öncesinde din tebliğcileriyle gerçekleştirdiği görüşmelerin sonuncusunda Suriye'de Direnişin muzaffer olduğunu ve geriye sadece dağınık çatışmaların kaldığını vurguladı.

 

El Akhbar gazetesinin aktardığına göre Nasrallah şöyle konuştu:

 

“Biz bu savaştaki (Suriye Savaşı) olayların farkındayız; şehitlerimiz, yaralılarımız ve esirlerimiz dengeleri değiştiriyor ve tüm bölgenin tarihini yazıyorlar, sadece Lübnan tarihini değil. Biz Suriye'de zafer elde ettik. Son projeleri yenilgiye uğradı ve müzakere yapmak suretiyle bazı kazanımlar elde etmek istiyorlar.

 

Düşmanın son projesi yenilgiye uğrayarak pek çok zorluklarına tahammül ettiğimiz proje galip geldi ve bunun büyük ve önemli sonuçları dengeleri ümmetimiz lehine değiştirecektir.”

 

Nasrallah sözlerinin devamında şunları kaydetti:

 

“IŞİD ve Nusra ile savaşımız 2010 yılından bugüne yaşadığımız en büyük sıkıntıydı ve 2006 Savaşı'ndan daha büyük bir tehlike arz ediyordu. 2011 yılından itibaren büyük bir fitnenin kopacağına emindik ve Direnişi ve Filistin Davasını yok etmeyi hedefleyen bir Amerikan-İsrail-Katar-Suudi projesinin varlığından haberdardık.

 

Suriye olaylarının başlangıcında İran'a gittim ve İslam Cumhuriyeti Önderi Ayetullah Seyyid Ali Hamenei ile görüştüm. O günlerde herkes Suriye yönetiminin 2 ya da 3 ay içerisinde düşeceğinden emindi. Biz kendi görüşümüzü dillendirdik ve eğer Şam'da savaşmaz isek Hermel, Balbek, Zahiye, el-Ğaziye ve Batı Bekaa ile Güney Lübnan'da savaşmak zorunda kalacağımızı söyledik.

 

İran İslam Cumhuriyeti Rehberi ise sözlerimi şu şekilde tekmil etti:

 

‘Sadece bu bölgelerde değil; Kirman, Huzistan, Tahran ve diğer yerlerde de (savaşmak zorunda kalacağız)… Bu cephenin birkaç ekseni mevcuttur: İran ekseni, Suriye ekseni, Lübnan ekseni. Suriye ekseninin komutanı Beşar Esad'dır, onun galip gelmesi için çalışmalıyız ve galip de gelecektir.'

 

Arabistan bir buçuk ya da 2 sene sonra Beşar Esad'a bir mesaj göndererek Suriye'deki krizi sonlandırmak için Hizbullah ve İran ile ilişkilerini kestiğini bir konferansta ilan etmesini söyledi.”

 

Seyyid Hasan Nasrallah sözlerinin devamını şöyle getirdi:

 

“Biz daha en başında Iraklı kardeşlerimize uyarıda bulunduk ve IŞİD ile savaşmazlar ve bu grupçuk da Deyruzzur'u (Suriye'de) ele geçirirse IŞİD'in hedefinin Irak olacağını söyledik. Öngörümüz doğru çıktı ve terörist grupçuk Irak'ın üçte birine hâkim oldu. Burada soruyorum, eğer cihaddan ve sorumluluğumuzdan geri dursaydık Lübnan'ın başına hangi bela gelecekti? Ve eğer Irak halkı Ayetullah Sistani'nin cihad fetvası ile amel etmemiş olsaydı bu ülkeye ne olurdu?”

 

Seyyid Hasan Nasrallah sözlerine şunları ekledi:

 

“Bu savaş mübarekti ve bizler vazifemizin ifası için Suriye'ye gittik, yoksa bir genci Halep ve Deyruzzur'a, hem de o zor şartlar altında çeken şey nedir? Kardeşlerimiz aşağı yukarı 8 aydır o bölgelerde kuşatma altındaydılar. Lübnan'da bazıları biz ne yaparsak yapalım razı olmuyor.”

 

Nasrallah son olarak Muharrem ve Aşura'ya işaret etti ve “İmam Hüseyin'in (a.s) inkılabı sadece zulme karşı çıkma amaçlı değildi, bunun yanında ilahi vazifenin edası içindi. Bu noktaya yoğunlaşmak gerekmektedir” dedi.

 

 

www.medyasafak.net