Parayı İzlemek: Çıkar Lobileri İran Nükleer Anlaşmasını Nasıl Bozmaya Çalışıyor

Parayı İzlemek: Çıkar Lobileri İran Nükleer Anlaşmasını Nasıl Bozmaya Çalışıyor
Pepe Escobar'ın Russia Today'a verdiği röportaj...

 

Russia Today

 

Gazeteci Pepe Escobar RT'ye, İran'ın Cenevre'de dünyanın büyük güçlerinin oluşturduğu P5+1 grubuyla vardığı nükleer anlaşmasının önümüzdeki 6 ay için bir yan savaşı tetiklediğini, zira bunun içinde yer alan tarafların bu durumda kendi iş çıkarlarının peşinde koşacağını söyledi.

 

RT: Gördüğümüz gibi, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ve İran Dışişleri Bakanı Muhammed Zarif görüşmelerden farklı bakış açılarıyla bahsetti. Anlaşmanın yorumu konusunda neden böyle bir çeşitlilik var?

 

Pepe Escobar: Çünkü yan savaş Cenevre'de saat 3'te başladı. Bu, altı ay boyunca daha, Mayıs 2014'e kadar devam edecek; “ilk adım” anlaşmasının süresi bu. 


Bu çok önemli: Kerry bunu söylemek zorundaydı, ancak bu şekilde İsrail lobisinin, ABD Kongresi'nin ve ABD'deki Vehhabi petro-dolar lobisinin gönlünü alabilirdi. Elbette buna, ABD'de halen çok güçlü bazı neo-con'lar da dâhil.


İran'da durum farklı. Onlar, “Hâlâ uranyum zenginleştirme hakkına sahibiz” diyorlar ve bu doğru, çünkü önümüzdeki altı ay boyunca yüzde 5 oranında uranyum zenginleştirebilecekler, fakat yüzde 20 zenginleştirme donduruldu. Mayıs 2014'ten itibaren nihai anlaşma niteliği taşıyacak olan bir sonraki anlaşmayı tartışacaklar.


Sahip oldukları yüzde 20 zenginleştirilmiş uranyum da seyreltilecek, bu yüzden ileride silah derecesinde malzeme için kullanılamaz. 


RT: Söylediğiniz gibi yan savaş başladı, fakat bu anlaşmanın şimdi ve önümüzdeki altı ay boyunca uygulanmasını nasıl etkileyecek? Eğer iki tarafın fikirleri bu denli farklıysa, nihai olarak kim kazanç sağlayacak? Bir gün bir noktada stop etmeyecek mi?


PE: Hayır, anlaşma mektubunu izlememiz gerekiyor. Buna göre yüzde 5'e kadar zenginleştirmeye izin veriliyor, önümüzdeki altı ay için yüzde 20'ye kadar zenginleştirme yok, yeni santrifüjler de yok. İran bunu izlediği müddetçe anlaşmaya uyuyorlar,  sorun yok demektir. 


Mesele, UAEK denetçilerinin şu andan itibaren her gün pratik olarak İran'da olup olmayacağı; başka bir şeyler yapmaya çalışacak geleneksel Eyfel tüccarlarının [bundan şüphe etmeyen ziyaretçilere hileyle Eyfel Kulesi'ni “satan” Parisliler] olup olmayacağı.

 

Ben İranlıların verdikleri sözleri ihlal etmeyeceğinden eminim, sözlerini ihmal etmemek onların çıkarınadır.

 

RT: Washington'un anlaşmadan çok önce İran'la gizli görüşmelerin içinde olduğu ve en yakın müttefiklerin bile bundan haberdar olmadığı ortaya çıktı. Buna ne diyeceksiniz?  

 

PE: Bakın, bu son derece karmaşık bir müzakere. Şerpaların Cenevre'ye bir ay veya üç hafta erken gidip, dışişleri bakanları tarafından imzalanacak nihai anlaşmaya şekil verdiğini tahayyül edebilir misiniz? Bu imkansızdır. Şerpalar genelde bu tür şeylere aylar önceden başlarlar. Elbette Amerikalı şerpalar, İranlı şerpalar ve Rus şerpalar var, bunların sözü geçiyor. İngiltere ve Fransa izleyicidir, onların sözü geçmez.

 

Fransa yüzde 20 [zenginleştirilmiş uranyum] ile ilgileniyor, çünkü onlar medikal izotoplarda piyasayı ele geçirdiler. Eğer İran yüzde 20 zenginleştirmeye ulaşır ve kendi medikal izotoplarını özellikle gelişmekte olan dünyaya daha ucuza satarsa, bu Fransa için iyi bir anlaşma olmaz. Bu yüzden Fransa şu anda kendi iş çıkarlarını koruyor.  

 

RT: Amerika'nın durumla ilgili değerlendirmelerine, özellikle de Başbakan Obama'nın söylediklerine bakalım. Cenevre'deki anlaşmadan bahsederken bunun ancak, gelecekte kapsamlı bir çözüme ulaşma yolunda atılmış bir ilk adım olduğunu söyledi. Size göre Washington'u tam bir anlaşmayı düşünmeye ne yönlendirir?

 

PE: Obama, “bu ilk adım” derken haklı. Fakat şu nokta çok önemli ki, bunu söyleme tarzı İran'ı küçük düşürücü, hatta taciz ediciydi. İranlıların anlaşmadaki rolü hakkında hiçbir şey söylemedi, sadece, saçma yaptırımların rolünden bahsetti ve bu yaptırımların feshedilmesi gerekiyor, çünkü yaptırımlar, Rusya Dışişleri Bakanı Segey Lavrov'un aylardan beri söylediği gibi BM'yi devre dışı bırakıyor.

  

Önümüzdeki birkaç ay için çok önemli bir nokta, parayı takip etmek. Amerikalılar, dondurulmuş olan bir miktar İran parasını, belki 32 milyar dolar, hatta daha fazlasını serbest bırakacaklarını söylüyorlar. Avrupa bankalarında 10 milyar dolar var. Bunlar serbest bırakılmayacak. Eğer ABD dondurulmuş 4-5 milyar doları serbest bırakırsa, Obama bunu yürütme talimatıyla, ABD Kongresi'ni devre dışı bırakarak yapabilir.

 

RT: John Kerry, yaptırımların amacına ulaştığını ve bu anlaşmanın gerçekleştirilmesine hayli yardımcı olduğunu düşünüyor. Buna ne ölçüde katılıyorsunuz?  

 

PE: Gerçekte, yaptırımların bedelini İran halkı ödüyor; İran hükümeti bunu devre dışı bırakmanın yollarını buldu. Özellikle Asyalı müşterilerine enerji satıyor, veya takas ediyor, yahut ticaretini yapıyorlar. İran çoğu Asyalı olan müşterilerinden, Çin, Japonya, Türkiye ve Güney Kore'yle olan işlemlerden ne kadar para kazandı biliyor musunuz? 50 milyar dolar, fakat henüz bu parayı İran'a getiremiyorlar, o yüzden bu ülkelerden ürün satın almaları gerekiyor. Dolayısıyla bu, bir sonraki anlaşmada halledilmesi gereken bir mesele.

 

Şu anda önemli bir dönüm oktasındayız – bu altı ay bounca devam edecek. Bu anlaşmayı bombalamaya çalışacak her tür çıkar grubu var; özellikle Vehhabi petrodolar monarşisinin çıkar gruplarından ve İsrail lobisinden söz ediyorum.

 

Fakat şu an diplomasi hayata geçirilmiş durumda, bu bizim, özellikle İran ve ABD arasında 34 yıldır görmediğimiz bir şey. İşte bu, şu andaki büyük dönüm noktası. Fakat ihtiyatlı olmamız gerekiyor.

 

medyasafak.com