"Nato Her Zaman Suriye’de Esad’ı Uzaklaştırmayı Hedefledi"

"Nato Her Zaman Suriye’de Esad’ı Uzaklaştırmayı Hedefledi"
Bir analist, Batı’nın amacı her zaman bu olduğundan, Suriye Cumhurbaşkanı Esad’ın iktidardan vazgeçmesi ön şartı dahil olmak üzere her hangi bir ödün vererek anlaşma kabul edilemezdir, diyor.

Webster Tarpley: Nato her zaman Suriye'de Esad'ı uzaklaştırmayı hedefledi


Bir analist, Batı'nın amacı her zaman bu olduğundan, Suriye Cumhurbaşkanı Esad'ın iktidardan vazgeçmesi ön şartı dahil olmak üzere her hangi bir ödün vererek anlaşma kabul edilemezdir, diyor.


Bunun arka planında, yabancı destekli Suriye muhalefet koalisyonunun başkanı Ahmed Muaz el Hatib'in Cumhurbaşkanı Beşar Esad'ın istifasını istemesi ile aynı anda şayet “Suriye'de yeni bir rejim” oluşturmayı başarırsa Tel Aviv rejimine bağlılık yemininde bulunması yatıyor.


Press TV Washington'dan yazar ve tarihçi Dr. Webster Griffin Tarpley ile programın konusu olan meseleye ışık tutmak için bir röportaj gerçekleştirdi. Kendisi Press TV'nin tartışmasında yer alan diğer iki konuğa eşlik ediyor: Şam'dan serbest yazar Alaa İbrahim ve Londra'dan bir yazar, Richard Millet.


Aşağıdaki metin bu röportajın yaklaşık bir çözümüdür.


Press TV: Olayların kontrol dışına çıktığını niçin düşündüğünüzü söyler misiniz? Çatışmalar isyanın bir parçası olan El Nusra Cephesi ile Özgür Suriye Ordusu arasında gerçekleşiyor.


Tarpley: Peki, bence geçen iki veya üç haftanın haberleri isyancıların kaderi için çok tatsızdır ki, bu ölüm mangaları NATO'nun ve (Fars) Körfezi monarşilerinin yardımıyla Suriye içinde yaratılmıştı.


Evvela şu üç noktaya dikkat çekmek isterim; Suriye Ulusal Koalisyonu'nun başkanı olan ve son bir kaç ay içinde  yaratılmış kukla  Hatib'i duyar duymaz ve Royal Dutch Shell'in  tepe yöneticisi Hatib müzakerelere gelir gelmez, isyancılar müzakere etmemek konusunda son derece sert ve kararlı tavır göstermekteyken, sonrasında konuşmak istediklerini belirtmelerinin tam manasıyla bir zafiyet arz eden  isyanlarının çökme tehlikesi ile karşı karşıya olduğunu ortaya koyar.


Press TV: Şu gerçeği söylemek ister misiniz, Hatib'in hükümet ile müzakerelere hazır olduğunu söylemesi özellikle şu an ABD ve müttefiklerinin isyancılara desteğinin olmadığını gösterir. Bu, desteğin azalması anlamına gelir mi?


Tarpley: Öyle görünüyor. Türkiye, Suudi Arabistan ve her yerde bu yenilgiyi kabullenmenin yayılışı mevcut.


Öyleyse, bir tarafta, Hatib görüşmeleri istediğini söylüyor. Diğer şey ise İsrail'in faaliyetinin yükselişidir. İsrailliler Suriye içinde iki hedefi bombaladılar, İsrailliler askeri himayeleri altında Suriye – İsrail sınırı boyunca  bir güvenli bölge yaratmaktan bahsediyorlar ve üçüncüsü biraz geriye dönük bir haberde Obama Kasım ve Aralık aylarında silahlanmanın boyutunu  arttırmayacağını da söylemişti.


Bu durumda, tüm bunları bir araya getirdiğinizde, isyan çöküşe çok yakın olabilir.
 

Press TV: ABD'nin tutumu, şimdi bu tutumda bir değişiklik olup olmadığı hakkında çok konuşuldu.


Mesela, John Kerry'nin, Washington bu krize diplomatik bir çözüm arıyor, deyişini biliyoruz, sonra, Leon Panetta'nın isyancıları silahlandırmanın vakti olduğunu düşünüyoruz, deyişini ve akabinde birçok insan şu gerçeği söylüyordu; müzakereler için yaptığımız çağrı muhalefete bir yeşil ışıktı ki, doğrusu ABD muhalefete bunu vermişti.

Bu durumda, ABD'nin ne istediğini düşünüyorsunuz, diplomatik bir çözüm mü yoksa askeri bir çözüm mü?


Tarpley: Bence Obama yönetimi bir kriz içinde.


İnsanları John Keryy hakkında uyarmama müsaade edin. O, tüm bunların ötesinde, Başkan Bush (baba) ve yine Başkan Bush'un (oğul) ait olduğu, ABD'ye on yıllar boyunca büyük zarar veren, Kafatası ve İskelet (Skull and Bones) olarak anılan masonik rezil gizli topluluğun bir üyesidir (Skull and Bones 1832 yılında William Huntington Russell ve Alphonso Taft tarafından Yale Üniversitesi'nde kurulan, üye olabilmek için erkek ve beyaz ve Protestan olmanın şart olduğu gizli bir topluluktur.Ç.N.)


Bence şurası son derece açıktır ki,  Şam'daki misafir'in dediği gibi,  Amerika Birleşik Devletleri'nin her türlü ağır silah ve savaşçıyı tedarik etme konusunda anahtar vazifeyi üstlendiği kuşku götürmez bir gerçektir. 


Doğrusu, havayoluyla ve denizyoluyla Libya'dan Türkiye'ye 2011'in son ayları ve 2012'nin tümü boyunca taşınanları söylüyorduk. Bunlar Türkiye'deki İncirlik NATO hava kuvvetleri üssüne getirilen ve sonra sınır boyunca Suriye içine yerleştirilen, basitçe Libyalı savaşçılardı, Libyalı ölüm mangaları, tecrübeliler.


Gerçeği söylemek gerekirse, şu an ABD dış politikasındaki en büyük kavga Elçi Chris Stevens'ın 11 Eylül'de Bingazi'de ölümüdür.


Velhasıl, o orada ne yapıyordu? Bir Türk diplomatla görüşüyordu. Bir Türk diplomatla niçin Bingazi'de görüşmek istemişti? Öyle görünüyor ki, yeni bir savaşçı ve Kaddafi'nin silah depolarından yağmalanan malzeme dalgasını Türkiye'ye göndermeyi deniyordu ki, böylelikle bunlar Suriye'ye yerleştirilebilsin.


Press TV: Şimdi duyuyoruz ki, ABD'deki bazı kişiler anlaşmaya ulaşma yoluyla Suriye'deki güç dengesinin değişimi zamanıdır diyorlar ama Esad'ın ayrılışını içeren ve işleyecek bir anlaşma, diyerek.


Fakat mesele şu ki, ABD veya aslında yabancı güçler nasıl buna müdahil olacaklar?


Bu, onların, mesela isyancıları, Özgür Suriye Ordusunu hala eğitecekleri ve silahlandıracakları anlamına gelir mi?

Bu, Senator McCain'e göre, Cruise füzeleri gönderebilirler ve onları Suriye uçaklarına karşı kullanırlar anlamına gelir mi?


Öyleyse, bu durumda bu uzlaşmaya dair  ne düşünüyorsunuz ve  Esad'ın ayrılışı neye benzeyecektir? 


Tarpley: Peki, Obama'nın Birliğin Durumu konuşmasındaki laf kalabalığından bir ipucu yakalayabiliriz.


Esad'ın iktidardan vazgeçmesinin ön şart olduğu hiçbir anlaşma, NATO'nun ve Suriye'ye teröristleri kara kuvvetleri olarak kullanmak suretiyle müdahale eden bütün yabancı güçlerin amacı olduğundan, asla anlaşma değildir.


ABD bürokrasisi içinde müdahale lehine bazı hareketler var.


General Petraeus'un müdahalenin büyük bir taraftarı olduğu şimdi geniş çaplı olarak haber veriliyor ve elbette senatörlerden kızgın bir grup var, üç amigo, McCain, Lindsey Graham ve New Hampshire'den bayan Ayotte. Bunlar isyancılara ağır silahlar verilmesi çağrısı yapıyorlar.


Ben Cumhuriyetçilerin amaçlarına ulaşacaklarını düşünmüyorum. Bence şu anda durum kararsız haldedir. Obama tereddüt ediyor. Obama geriden gidiyor ve gelişmeleri bekliyor, bence en önemli gelişme isyanın kayda değer bir şekilde kısmi çöküşü olacaktır.


medyasafak.com