Manama Konferansı, Siyonist – Amerikan komplosunun merkezi

Manama Konferansı, Siyonist – Amerikan komplosunun merkezi
Siyasi gözlemcilerden biri konferans hakkında şu cümleleri kullandı: “Bu komplonun arkasında duranlar Arap halklarını zehirli hançerle sırtından bıçaklıyor. İlk olarak İsrail ile ekonomik ve politik normalleşmeyi meşrulaştırıyorlar, ikinci olarak ise Filistin davasını üç kuruş paraya satmak için bu Arapların parasını kullanıyorlar.”

 

 

 

Alwaght

 

 

Geçtiğimiz iki yıl boyunca “Yüzyılın Anlaşması” hakkında birçok detay yetkililerin ağzıyla Arap ve Batı medyasına sızdırıldı. Bu yetkililere göre kapsamlı olacağı bilinen anlaşma, ABD yönetiminin eski liderleri tarafından belirlenen çerçevenin ötesine geçecek. Kudüs, sınırlar ve mülteciler konuları dâhil olmak üzere tüm önemli meseleleri ele alacak olan anlaşma,  Suudi Arabistan ve diğer Körfez ülkelerinin fonları ile desteklenecek.

 

Bu bağlamda, Bahreyn'in başkenti Amerika'nın barış planının ekonomik kısmına odaklanan ekonomi konferansına ev sahipliği yapıyor. Konferansa bölgesel ve uluslararası iş adamlarının yanı sıra, bazı Arap ve yabancı ülkelerin dışişleri bakanları da katıldı.

 

Bu arada birçok İslam ülkesi ise, Suudi Arabistan ve diğer Arap ülkelerinin bu konferansa katılmasını Filistin halkına ve davasına ihanet olarak gördüğünü belirterek, toplantıya katılmayı reddettiğini duyurdu.

 

 

Şeytani anlaşmanın uygulanması için 50 milyar dolar… Filistin – İsrail sorununu çözmek için Trump'ın ekonomik mantığı

 

Salı günü Bahreyn'in başkentinde düzenlenen Manama Ekonomi Konferansı, Amerika'nın “Yüzyılın Anlaşması” olarak bilinen barış planının ilk pratik eylemi olduğu için başlamasından itibaren birkaç saat içerisinde Ortadoğu ve dünyanın gündemine oturdu. Bu çerçevede çok sayıda haber kaynağı, Amerikan Başkanı Donald Trump'ın, ekonomik kalkınma sağlamak ve İsrail ile kapsamlı bir barış sağlamanın ilk adımı olarak Filistinlilere kalkınma projesi sunmayı amaçladığını, bunların konferansın asıl amacı olduğuna dair haberlerini piyasaya sürdü.  Çok sayıda uzman ise, bu anlaşmanın para vermek ve yaşam koşullarını iyileştirmek karşılığında Filistinlilerin bağımsız devlet hayallerinin yok edilmesi hükmünde olduğu görüşünü dile getirdi.

 

Ancak Washington'un tüm gücü ve siyasi etkisiyle uygulamaya çabaladığı ekonomik barış denklemi, hiçbir zaman kolay ya da gerçekçi olmayacaktır. Çünkü Filistinliler, aralarındaki derin siyasi ayrımlara rağmen tüm kesimleri, renkleri ve çevreleri ile birlik içerisinde, bu anlaşmaya karşı tüm enerjileri ve olanakları ile mücadele ediyorlar.

 

Bilindiği gibi Amerika geçtiğimiz Cumartesi günü “Yüzyılın Anlaşması” için ekonomik planın ana hatlarını resmi olarak açıkladı. Bu çizelge Gazze Şeridi, Batı Şeria ve Filistin topraklarına komşu Arap ülkelerinde 50 milyar dolar değerinde yatırım yapılmasını içeriyor.

 

Beyaz Saray Danışmanı Jared Kushner geçtiğimiz Cumartesi günü gerçekleştirdiği bir basın açıklamasında, anlaşmanın Filistinliler ve komşu Arap ülkelerinin ekonomisini desteklemek amacıyla küresel bir yatırım bankası oluşturulmasını ve Batı Şeria ile Gazze Şeridi arasında bağlantı kuracak bir geçit inşa edilmesini içerdiğini dile getirdi.  

 

 

“Yüzyılın Anlaşması”na şiddetle karşı çıkan Müslüman ve Arap ülkeleri

 

Haber kaynakları, Ortadoğu'da barış ve kalkınma adı altında “Yüzyılın Anlaşması”nın uygulanmaya başlaması için Bahreyn'in başkentinde düzenlenen konferans hakkında, Arap ve Müslüman ülkelerinin çoğunluğunun bu konferansa katılmayacağı bilgisine yer verdi. Kaynakların haberlerinde bu konferansa Suudi Arabistan'ın katılımının Filistin halkı ve davası için büyük bir ihanet olarak görüldüğü paylaşıldı.

 

Aynı kaynaklar, bazı Arap ülkeleri, Irak ve Lübnan tarafından reddedilen, Fas, Mısır ve Ürdün'ün henüz pozisyonunu açıklamadığı Bahreyn ekonomik konferansına katılma isteklerinin İslami Direniş Hareketi tarafından hoş görülmediğini belirtti.

 

Hamas Hareketi Siyasi Büro üyesi Halil El-Hayya, konu hakkında şunları söyledi: “Bahreyn Konferansı, Amerika'nın Ortadoğu'daki barış planını uygulama çerçevesinde gerçekleşmiştir. Bazı Arap ülkeleri, Filistin Davası için ölümcül bir darbe olarak nitelendirilen bu konferansı boykot etme çağrısında bulunmuştur.”

 

Filistin Yasama Meclisi Başkan Yardımcısı Ahmed Bahr, tüm Arap ve Müslüman ülkelerini Bahreyn Ekonomi Konferansını boykot etmeye ve Filistin halkının yanında durmaya çağırdı. 

 

Bahreyn'deki konferansın düzenlenmesi hakkında Filistin ulusal özgürlük hareketi Fetih Devrim Konseyi Genel Sekreter Yardımcısı Fayez Ebu Atiye tarafından yapılan açıklamada, “İsraillilerin katıldığı her türlü Arap konferansı, ‘Yüzyılın Anlaşması' ile ilgili olsun ya da olmasın, bizim tarafımızdan reddedilecektir” dendi.

                     

Lübnan'da da, Meclis Başkanı Nebih Berri, Bahreyn'de düzenlenen uluslararası konferansın, Amerika'nın barış planını kabul etmeleri için bölge ülkelerine verilen rüşvet olduğunu söyledi.

 

Lübnan'ın, Filistin'in pozisyonuna bağlı olduğunu vurgulayan Berri, aynı zamanda Ortadoğu ve Körfez'de gerginliği tırmandırmanın karşısında olduklarını ifade etti. Aynı bağlamda, Irak Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ahmed Es-Sahaf da: “Irak, Bahreyn'de Filistin davası ile ilgili düzenlenecek olan Manama Konferansına katılmayacaktır” şeklinde konuştu.  

 

 

Suudi Arabistan ve BAE'nin Filistin davasına büyük ihaneti

 

Manama Konferansına katılacağını duyuran ilk ülkeler arasında yer alan Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkeler Filistinlilerin uyarılarına kulak asmadı. Riyad, Filistinlilerin bu konferansı boykot etmesine rağmen, katılımını Filistin halkını destekleyen pozisyonunun sürdürülmesi ve Filistin'de istikrar, kalkınma ve iyi yaşam sağlanmasını desteklemek şeklinde gerekçelendirdi.

 

Konferansı olumlu karşılayan bir diğer ülke olan BAE ise, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız Filistin devletinin kurulması konusundaki siyasi pozisyonundan hareketle bu konferansa katılacağını açıkladı. Bilindiği üzere Yüzyılın Anlaşmasından şimdiye kadar sızdırılanlar, Filistin devletinin Arap Barış Girişiminin öngördüğü şekilde kurulması hedefinden yoksundur. Bu bağlamda çok sayıda siyasi gözlemci Bahreyn Konferansının Yüzyılın Anlaşmasının ekonomik boyutunu tartışmak ile sınırlı olduğunu ve Suudi Arabistan ile Emirliklilerin yalan ve aldatmaları ile insanları kandırdığını söylüyor. Buna göre konferansın gerçek hedefi, birinci derecede politiktir. Özellikle Suudi Arabistan ve BAE gibi Körfez ülkeleri ile İsrail arasındaki normalleşmeye resmi bir platform sağlanması amaçlanıyor.

 

Siyasi gözlemcilerden biri konferans hakkında şu cümleleri kullandı: “Bu komplonun arkasında duranlar Arap halklarını zehirli hançerle sırtından bıçaklıyor. İlk olarak İsrail ile ekonomik ve politik normalleşmeyi meşrulaştırıyorlar, ikinci olarak ise Filistin davasını üç kuruş paraya satmak için bu Arapların parasını kullanıyorlar.”

 

 

Medya Şafak