Lawrence Freeman: Suriye Krizi, Süper Güçler Arası Çatışma

Lawrence Freeman: Suriye Krizi, Süper Güçler Arası Çatışma
Press TV, Suriye’ye yabancı askeri müdahale ihtimali hakkında, “Executive Intelligence” dergisinden Lawrence Freeman ile bir röportaj yaptı.

Press TV

 

Press TV, Suriye'ye yabancı askeri müdahale ihtimali hakkında, “Executive Intelligence” dergisinden Lawrence Freeman ile bir röportaj yaptı.  


Aşağıda bu röportajın yaklaşık bir çözümlemesi sunulmaktadır.

Press TV: Bay Freeman, Rusya'nın AB ile görüşme sonrasında çok ciddi bir şekilde yabancı askeri müdahale uyarısı yaptığını görüyoruz. Öncelikle, AB'nin silah ambargosunu kaldırma kararının bir yabancı askeri müdahalenin başlangıcı olduğunu mu düşünüyorsunuz yoksa yabancı askeri müdahale seçeneğinin şu anda masada olmadığını söyleyen Londra'daki konuğumuza katılıyor musunuz?   

Freeman: Bence çok yakın vadede, Batı'dan askerlerin sahaya ayak basacağı doğrudan yabancı askeri müdahale söz konusu değildir. Olan şey, çok uzun zamandır Katar ve Suudi Arabistan'dan milyarlarca doların İngilizlerin gözü önünde, El Kaide ağlarıyla çok yakından bağlantılı olan ve yakın zamanda Libya dâhil olmak üzere başka yerlerde de savaşmış olan sözde muhalefet gruplarına akıtılmasıdır.

Ancak bu grupların finanse edilmesi, şimdi silah ambargosunun kaldırılması, banka hesaplarının her türlü yaptırımdan çıkarılması, bütün bunlar Esad hükümetini devirmek için El Kaideci muhalefet gruplarına destek amaçlı tırmanan bir kampanya anlamına gelmektedir.
 

Şimdi bunun daha fazla askeri müdahaleye yol açıp açmayacağını kesin olarak bilemesek de, Lübnan'da aşırı kaos ve istikrarsızlaştırmaya yol açacağını, Irak'a sıçrayacağını biliyoruz. İsrail şimdiden Suriye'ye askeri müdahalede bulundu, bu yüzden çok tehlikeli bir durumdayız. Devrilme durumunda kaos ve istikrarsızlık olacaktır, fakat daha fazla korku veren şey, Batı ile Rus ve Çin arasında bir savaşın tırmanışa geçmesidir ve bu bizi gerçekten de kaygılandırmalıdır.


Press TV: Bay Freeman, oradaki konuğumuz bir taraf silahlandırılırken diğer tarafın böyle bir talebinin olmamasının mantıksız olduğunu ve bu çatışmanın sona ermesi için her iki tarafa da silah satışının durdurulması gerektiğini söyledi. Bu konudaki fikriniz nedir?  

Freeman: Bu, yersiz bir nokta. Mesele şu: izlenen politika nedir? Bu politika, rejim değişikliği politikası. Yeryüzünde dolaşan en kötü yaratıklardan biri olan eski İngiliz başbakanı Tony Blair, ABD Başkanı Obama'yı ve diğerlerini bu rejim değişikliği politikasına ikna etti. Libya'da Kaddafi'yi devirdiler ve bu bütün bölge çapında, Batı Afrika, Mali, Nijer, Cezayir ve Nijerya'da büyük bir yıkıma neden oldu. 

Şimdi aynı rejim değişikliği politikasını güdüyorlar. Suriye'de bir hükümet var, bu hükümet Cenevre'de müzakereye gitmeyi kabul etti, muhalefet ise meşru bir muhalefet değil, el Nusra ile ilişkili. El Kaide bağlantılı operasyonlar Bingazi'den finanse ediliyor ve büyükelçi bu yüzden öldürülmüş olabilir. Bu yüzden ortada hakkaniyet sorunu yok. 

Rusların tedarik ettiği uçaksavar silahları muhalefete karşı kullanılmayacaktır, zira muhalefetin uçakları yok. Şimdi İsrailliler bunu kırmızı çizgi olarak görüyorlar, yani dünyanın büyük güçleri arasında bir savaş olabilir. Washington, İngiltere ve Fransa'daki hasımların getirdiği tehlike bu.

Press TV: Bay Freeman, buna yanıt vermek ister misiniz? 

Freeman: Daha önce söylediğim gibi Amerika Birleşik Devletleri'nin pek çok kötü sorunu var ve bunlardan bir tanesi, Tony Blair ve İngilizlerin kuklası gibi hareket etmesi. Onlar, 1648 Westphalia Anlaşması'na kadar giden ulus devletlerin yıkılması politikasının gerçek başlatıcıları. 

Onlar Batı için kaygı duyuyorlar, insan hakları gibi bir kaygıları yok, Suriye halkına olanlar hakkında bir kaygıları yok. Suriye hükümetinin yıkılmasını istiyorlar, daha fazla kaos görmek istiyorlar, bölgedeki ülkelerin daha fazla bölünmesini istiyorlar. Bu, Suudilerin hayalini kurduğu şey, böylelikle daha fazla kontrolleri olabilir. Bu, emperyalist Suudi operasyonudur. 

Press TV: Fakat Bay Freeman, eğer bu noktaya gelirsem, daha önce şu anda Suriye'de düşündükleri şeyin doğrudan askeri müdahale olduğunu düşünmediğinizi söylediniz. Şu anda Türkiye'de, Ürdün'de NATO'nun Patriot füzelerini görüyoruz.

Bu çabaların neyle ilgili olduğunu düşünüyorsunuz? Şu anda bir uçuşa yasak bölge dayatma fırsatı veya bir tür askeri müdahale aradıkları söylenemez mi?

Freeman: Evet, hazırlandıkları şey bu, bir uçuşa yasak bölge. ABD, Libya'da yaptıkları gibi asker postallarının sahaya inmesinden kaçınıyor ama kesinlikle haklısınız, uçuşa yasak bölge arayışındalar.

ABD'de işaret edilebilecek en iyi haber, Savunma Bakanı Chuck Hagel'dan ziyade bizzat ordunun, Genelkurmay Başkanı [General] Martin Dempsey ve diğerlerinin El Kaide bağlantılı isyancıların desteklenmesine güçlü bir karşıtlık sergilemesidir. Uçuşa yasak bölgeye de güçlü bir karşıtlık sergilediler. Üç hafta önce eski Savunma Bakanı Robert Gates bunu çok açık bir şekilde belirtti, Libya'ya gitmemeliyiz, Suriye'de rejimin devrilmesini desteklememeliyiz dedi. 

Dolayısıyla ordu kurumu, şu anda bu savaşın yayılmasına karşı çıkmadan gördüğümüz en yurtsever kurum.


Fakat Obama ve de John McCain gibi bazı senatörlerimiz bu noktada değil ve onlar diğerlerine baskın gelebilir. Bunu yaparlarsa kaos ve savaşla karşılaşırız.

Press TV: Bay Freeman, bugün haberlerde Vladimir Putin'in “bölgedeki dengenin bozulmasını istemiyoruz” dediğini duyduk. Bununla şu an itibariyle Suriye'ye S-300'lerin gönderilmesini kastediyor. 

Eğer bir yabancı müdahale gerçekleşirse veya buna hazırlık varsa, Rusya'nın kendi silahlarıyla bunu dengeleyeceğini düşünüyor musunuz yoksa bir askeri müdahaleyi engelleyeceğini mi düşünüyorsunuz?

Freeman: Benim anladığım kadarıyla Başkan Putin ve Rusya'daki diğer milliyetçiler Libya'da olanlar karşısında durumlarını değiştirdiler, çünkü Libya'da bir engelleme söz konusu değildi. 

Kaddafi gerçekte doğu Libya'da, Bingazi'de El Kaide'yle savaşıyordu ve Libya İslami Savaş Grubu onu devirerek 90'lara dönmek istiyordu.  

NATO, Kaddafi'nin düşmanlarına, El Kaide'ye hava gücü sağladı. Şimdi Başkan Obama ve diğerleri, Suriye'de ne olursa olsun Esad'ın gitmesi gerektiğini açıkça söylediler. Kerry bir konferans için çabalasa da, bu, samimi bir çaba olmadığını gösterir.  

Ben Rusların Batı'nın izlediği yağmacı rejim değişikliği politikasına izin vereceğini düşünmüyorum, çünkü bunun olması halinde bir sonraki hedefin kendileri olacağını biliyorlar. Aslında şimdiden gerçek hedef onlar, çünkü bütün bir Batı-Avrupa finans sisteminin çöktüğünü görüyorsunuz. Belli bir finans oligarşisinin diğer bölgelere ilerleme arzusu var ve Ruslar tehdit ve baskı altına girecekler. Eğer Suriye'de teslim olurlarsa başka yerlerde de teslim olmak zorunda kalacaklar ki bunu yapacaklarını zannetmiyorum.


Tam şu anda, süper güçler arasında bir çatışma var. Eğer Batı bu deliliğe devam ederse, nükleer bir savaşa haftalar, hatta günler uzaklıkta olabiliriz. Bu, Suriye'den çok çok büyük bir savaş olacaktır.

Press TV: Bay Freeman, diplomatik çözümün nasıl gerçekleşebileceğini düşünüyorsunuz? 

Freeman: Evet, Dışişleri Bakanı Kerry, bu ay için 2. Cenevre konferansı fikrini ortaya koydu. Bu olur mu bilmiyorum ama en azından gidilmesi gereken doğru yol bu.

Fakat ABD Başkanı, Fransa Başkanı ve diğerleri peşinen, konferans gerçekleşmeden önce bunun Başkan Beşar Esad'ın, yani Suriye'nin seçilmiş liderinin gitmesini sağlaması gerektiğini söylüyorsa, bu nasıl bir saçmalık, bu nasıl bir şaka!

O yüzden söylemeliyim ki bu, Suriye'nin iç sorunu değildir, dünya çapında muhalefeti korkutarak ve teslim olmaya zorlayarak ezmek isteyen Tony Blair'in jeopolitik mantığının yönlendirdiği Batı'nın yürüttüğü bir savaştır. Ruslar ise teslim olmayacaktır. İçerideki sorunun ötesine bakmanız gerekir, çünkü sorun içeriden değil, dışarıdan geldi.
 

Çeviren: Selim Sezer
 

medyasafak.com