"İsrail’i Vuran Roketler, Savunma Sistemlerinin Zayıflığını Gösteriyor"

Analist: İsrail'i vuran roketler, savunma sistemlerinin zayıflığını gösteriyor

Press TV


Bir siyasal analist Press TV'ye, Tel Aviv'e ulaşan roketlerin, İsraillilerin Davut'un Sapanı ve Demir Kubbe gibi savunma sistemlerinin iyi çalışmadığını gösterdiğini söyledi.

Gazze Şeridi'nden ateşlenen roketlerin İsrail başkenti Tel Aviv'i vurmasının ve polisi şehirdeki tüm yer altı sığınaklarını açmak zorunda bırakmasının arkasından çeşitli yorumlar yapılıyor. 

Press TV, konuyu daha fazla tartışmak üzere yazar ve tarihçi Webster Griffin Tarpley ile bir röportaj yaptı. Aşağıda bu röportajın yaklaşık bir çözümlemesi sunulmaktadır. 

Press TV: Öncelikle Tel Aviv'e ulaşan roketlerin anlamını sormak istiyorum. Bu oldukça önemli bir şey, değil mi? 

Tarpley: Evet, kesinlikle söyleyebiliriz ki Ok, Davut'un Sapanı ve nihayet Demir Kubbe gibi, sıkıca kurmuş oldukları İsrail savunma sistemlerinin çok iyi çalışmadığı ortaya çıkmıştır. Buradan geçmişte gördüğümüz yol ortaya çıkıyor; 2006'da roketleri durduramayınca bir kara işgalini denemişlerdi ve bu da onları daha da büyük bir tehlikeye sürüklemişti. Diğer yandan Mısır'ın tutumu da elbette karmaşıklaştırıcı bir faktör. 

Uygar insanlık, Bağlantısızlar, Birleşmiş Milletler'in 120 üyesi, Türkiye, İran ve pek çok başka devlet bu saldırıyı kınadı ve bunun dipten gelen bir kamuoyu yaratacağından emin olabiliriz.

Diğer yandan Netanyahu'ya odaklanmak istiyorum.  Umutsuz bir demagog olan Netanyahu bir seçime hazırlanıyor, bu onun seçim öncesi gösterisi.

Netanyahu, tam manasıyla felaket halindeki bir ekonomiyle karşı karşıya ve İsrail içinde, yaşamlarını sürdüremediklerini söyleyen insanların büyük gösterilerine tanık olduk.  Diğer yandan Netanyahu, başlıca ortağı olan ABD'yle olan ilişkilerinde gerçekten de acemice ve ahmakça bir tutum içinde. 

35 yıllık dostu olan Romney için riske girdi. Romney'nin Beyaz Saray'a çıkmasına yardımcı olabileceğini düşündü, fakat attığı bumerang geri döndü ve şimdi İsrail kamuoyu onunla dalga geçiyor, onun ne yaptığını bilmeyen, yeteneksiz ve beceriksiz biri olduğunu düşünüyor. Elbette bu İsrailliler için çok büyük bir mesele demek, çünkü bu ilişki olmadan, şu anda yaptıklarını yapamazlardı. Belki Netanyahu'nun gelecekteki savaşlar için güvendiği şebekenin çatladığını da söyleyebiliriz.

CIA'den General Petraeus'a bakın. İsraillilerin istedikleriyle bütünüyle uyumlu olan bu yeni muhafazakâr general, beraberinde bir grup başka yıkıcı subayla birlikte, Netanyahu'nun uzun zamandır bahsettiği saldırıyı, yani İran saldırısını başlatmak istediği sırada ABD ordusundan uzaklaştırılıyor. Dolayısıyla bu konuda küstahça isteyegeldiği ABD desteğini bulup bulamayacağı konusunda büyük soru işaretleri var. 

Dolayısıyla Netanyahu saldırgan bir konumda ve bu yaşananlar da Netanyahu'nun giriştiği umutsuzca bir macera.

Press TV: Bay Tarpley, aynı zamanda bölge ülkeleri ve onların verdiği tepkileri de sorumak istemiştim. Gazze muhabirimizle az önce yaptığımız bağlantıda bize, Gazze halkının Mısır'ın doğru şeyleri yapacağı konusunda tam bir güvenleri olmadığını, aynı şekilde her ne kadar kısa süre önce Gazze Şeridi'ni ziyaret etmişse de, Katar Emiri'ne de aynı şekilde güvenmediklerini aktardı. Bu konudaki değerlendirmeniz nedir? 

Tarpley: Elbette aklı başında hiç kimse, o ziyarete rağmen Katar'a güvenmeyecektir. Mısır da karmaşık bir durumda ve kendi çıkarlarını gözetiyor. Bir umut, burada Washington'da, Süveyş 1956 hissinin ya da yanıtının tekrarlanabileceğini düşünebiliriz. Belki kamuoyu önünde değilse de, bireysel olarak, Netanyahu'ya bu saldırıda ileriye gitmemesi söylenebilir. 

Zannediyorum ki Washington'da bunu söyleyenler olacaktır ama bu tavsiyeye uyup uymayacağını bilemeyiz. Netanyahu bir savaşı başlatabilir ama bitirebilecek durumda değildir ve belki de İsrail'deki bazı insanlar da bunu görebiliyordur. 

medyaşafak