Hamas’a Mektup: Direniş Yolundan Çok Uzaktasın

Hamas’a Mektup: Direniş Yolundan Çok Uzaktasın
El Ahbar'dan İbrahim Emin'in, Hamas'ın son iki senelik politikalarını eleştirdiği önemli yazısı...

Hamas'a Mektup: Direniş Yolundan Çok Uzaktasın

İbrahim el Emin

Al Ahbar

 

Arap Baharı ardından Müslüman Kardeşler birkaç ülkede iktidarı ele aldığında, bir zamanlar Müslüman Kardeşler üyesi olan Hamas tekrar eski yuvasına dönerek süreç içerisinde direniş hareketi olma rolünü terk etti.

 

Hamas işgal edilmiş Filistin'de bir direniş hareketi olmaya karar verdiğinde kendisini, bir zamanlar ait olduğu Müslüman Kardeşler'in bölgesel şebekesinden ayırmaya ihtiyaç hissetmişti. Bu kolay bir karar değildi ve hareket Müslüman Kardeşler'deki dostlarından gelen pek çok eleştiriye maruz kaldı. Bunlar olmadan İslamcı parti hiçbir zaman etkili bir direniş organizasyonu haline gelemezdi.

 

Fakat Müslüman Kardeşler, Arap ayaklanmalarından sonra, en önemlisi Mısır olmak üzere bölgedeki bazı ülkelerde seçimi kazanınca Hamas, hareketin bölgedeki yükselişinden faydalanmayı umarak tekrar yuvaya dönme kararı aldı. Böyle yapmak suretiyle Hamas, amacı bölgedeki gücünü pekiştirmek olan bu uluslararası İslami hareketin önceliklerine ve ittifaklarına adım uydurdu.

 

Bu durum örgütün yerel ve bölgesel ittifaklarını yeniden gözden geçirmesini gerektirdi ve Suriye'yi bırakıp Katar'a yerleşmesine yol açtı ki bu da yıllardır askeri ve finansal destekçiliğini yapan ana hamisi İran ile ittifakında çatlak doğurdu. Bundan da daha tehlikelisi Hamas'ın yeni ittifaklar edinmesinin en sonunda Hizbullah ve daha genel anlamda direniş ekseni ile gerilimlere yol açmış olmasıydı.

 

Hamas, Suriye'de muhalefet yanında savaşa katılan savaşçı ve destekçilerinin bunu kendi rızası olmadan yaptıklarını söylemekte ısrar etmeyi sürdürüyor. Bununla birlikte Suriye'deki rejim yanlısı Filistinliler başka türlü konuşuyor ve ülkedeki pek çok hadisenin Hamas'ın dahli olmadan gerçekleşemeyeceğini iddia ediyorlar.

 

Hamas Lübnan'da kendisini ülkedeki sonu gelmeyen iç çatışmalardan yıllardır uzak tutmayı başarabildi, hatta İsrail işgali karşısındaki aktivitelerde bile düşük bir profil sergiledi. Bugünse, Hamas içinde ve lider kadrosunda Suriye krizinde taraf tutma kararı almış kişiler bulunuyor ve bu durum Hamas'ın Lübnan'daki Direniş karşısında soru işaretlerine açık eylemler içerisinde olduğunu ima ediyor.

 

Örneğin Dahiye'ye birkaç ay önce yapılan roket saldırısı arkasındaki kişinin Ahmed Taha isimli bir Filistinli olduğu genel bir bilgi. Bu işte kendisine yardım eden pek çok kişiden biri de, Hamas'ın Güney Lübnan'daki mülteci kampı Raşidiyye'de ikamet eden ünlü bir Hamas üyesi Alaaddin Yasin idi. Lübnan ordu istihbaratı Hamas'tan soruşturma için işbirliği talep ettiğinde Taha için yardım ettiler ama Yasin'in kampı terk ettiğini ve nerede olduğunu bilmediklerini iddia ederek teslim etmeyi reddettiler.

 

Hamas'ın aklından geçenleri tahmin etmek çok zor, böylesi bir kritik meselede ayak sürtmenin sonuçlarını anlamamış olabilir mi? Bu tavrının Dahiye roket saldırısının ana hedefi olan Hizbullah, Filistin'i özgürleştirme davasına olan sadakatlarında hiçbir tereddüt göstermemiş direniş destekçileri ve bu amaçla savaşan tüm güçlerle arasında çatlak yaratacağını bilmiyor muydu?

 

Bugün Hamas'ın üst unsurları ile dışardaki Hamas liderliğinin yaptıklarına itiraz eden Gazze'deki pek çok askeri kanat üyesi arasında ciddi bir tartışma sürüyor. Bu tartışma hareketin iç birliğine tehdit oluştursa da görece yakın bir zamanda meyvesini verecektir. Filistin davasından önde tutulan bazı öncelikler için gösterilen tüm bahaneler, Hamas'ın bir direniş hareketi olarak düşüşünün işaretleridir.

 

Çev: Ozan Kemal Sarıalioğlu

 

medyasafak.com