Franklin Lamb: Suriye Çapında Esad’a Destek Artıyor

Franklin Lamb: Suriye Çapında Esad’a Destek Artıyor
Ağırlıklı olarak Suriye dışından gelen aşırıcı unsurlardan oluşan ağır silahlı muhalefete verilen devasa yabancı desteğine rağmen Esad hükümeti, emperyal saldırıya karşı 20 aylık direnişin sonunda hâlâ sağlam bir şekilde ayakta duruyor. Press TV, Beyrut’tan uluslararası avukat Dr. Franklin Lamb’le bu konuda bir röportaj yaptı

Press TV

 

Bir analist, Suriye devlet başkanının, silahlı muhalefete ve ABD öncülüğündeki yasadışı yaptırımlara meydan okuyarak halkın çoğunluğundan giderek daha fazla destek aldığını söylüyor.


Ağırlıklı olarak Suriye dışından gelen aşırıcı unsurlardan oluşan ağır silahlı muhalefete verilen devasa yabancı desteğine rağmen Esad hükümeti, emperyal saldırıya karşı 20 aylık direnişin sonunda hâlâ sağlam bir şekilde ayakta duruyor. 

Press TV, Beyrut'tan uluslararası avukat Dr. Franklin Lamb'le bu konuda bir röportaj yaptı. Lamb'e, muhalif Hizbuttahrir partisinden Osman Bakaş ve Londra'daki Britanya Suriye Gençliği'nden Danny Makki de eşlik etti. Aşağıda bu röportajın yaklaşık bir çözümlemesi sunulmaktadır. 

Press TV: Kısa süre önce Suriye'deydiniz. Suriye devlet başkanı gerçekten popülerliğini söylendiği kadar yitirdi mi? Zira pek çok kişi, bu kadar uzun süre iktidarda kalmanın halkın önemli bir bölümünün desteğine sahip olmak anlamına geldiğini söylüyor.

Lamb: Evet. Sanırım Suriye'ye gidip ilk elden insanlarla konuşan ve internette sürekli tekrarlanan şeylere güvenmeyen bir kişinin bundan şüphesi olmayacaktır. 

Suriye'yi ziyaret ettiğimde son iki-üç ayda hükümetin desteğini arttırdığını fark ettim; bu, muhalefetin yarattığı hayal kırıklığından doğuyor ve hükümetin ABD liderliğindeki ahlaksız ve yasadışı yaptırımların etkilerini yumuşatmak için pek çok şey yapmasından kaynaklı. 

Haberlerde pek bahsi geçmedi, fakat bu yaptırımlar Suriye çapında, özellikle de Şam'da yaşayan halk üzerinde yıkıcı etkiler yarattı.

Bu nedenle evet, hükümetin popülaritesi artmıştır – hatta bence Şam'da her zaman yüksek oldu.

Geçmişte halkın Şam'da benzin bulamaması veya büyük elektrik kesintileri diye bir şey olmazdı… Bu nedenle insanlar başkanın etrafında toplanıyorlar. Bu günlerde bu, çok önemli ve dikkate değer bir şey.


Press TV: Muhalefetin, yani, birçok kişinin verdiği isimle muhalefetin lideri, “biz iktidara gelirsek İran ve Hizbullah'la ilişkileri keseceğiz” dedi.


Bunun Suriyeliler üzerinde nasıl bir etkisi oldu? Muhalefeti Suriye'nin direniş bloğundaki konumunu zayıflatmanın bir aracı olarak gördükleri ve bunun sonucunda pek çok Suriyelinin muhalefetten uzaklaştığı söylenebilir mi? 

Lamb: Açıkçası, başka sorunlarla karşı karşıya olan halkın önemli bir bölümü için bunun incelikli bir mesele olduğunu düşünüyorum. Meslektaşımız Osman'ın söylediğine katılıyorum fakat kanaatimce Amerikalılar müdahale etme niyetinde değiller – bu noktada Londra'daki meslektaşımıza katılıyorum. 

Fakat ortaya koydukları şey Katarlıların ve Suudilerin ve Arap Birliği'nin ortaya koyduğu şeyle aynı – hem onlar hem de İslam Konferansı Örgütü ilişkileri kesme yönünde çok kötü bir tavır sergiledi, fakat şimdi bunun kolay olmayacağını anlıyorlar, muhaliflerin onların bekledikleri gibi olmadığını veya onları istedikleri hale getiremediklerini anlıyorlar. 

Ortaya El Nusra (aşırıcı grup) kahramanları çıkardıklarını anladılar… Neden? Çünkü El Nusra rastgele insanları öldürmüyor – Yermuk'ta bile insanlar için aşevleri yapıyorlar, temiz bir imajları var. Suriye çapında halifelik isteyen ve muhtemelen bunu yapıncaya kadar durmayacak olan bir aşırıcı gruptan söz ediyoruz…

Fakat bu bize Amerika'nın istedikleri ile gerçeklik arasındaki farkı gösteriyor. Amerikalılar şimdi umutsuz, zayıflamış ve ikna ediciliği olmayan, halkın desteğini önemli ölçüde kaybeden sözde koalisyon nedeniyle gerçekleri kabul ediyor. Ben bunların önemli faktörler olduğunu düşünüyorum. 

Ben bir anlaşmanın olacağını düşünüyorum ve sanırım bu anlaşma Suriye halkının 2014 seçimlerinde istediğini seçmesine izin verecek.


Biliyorsunuz bu olaylar bizim bildiğimiz kadarıyla son iki yılda başladı – nasıl bir arka planı olduğunu bilemiyoruz. Fakat şimdi, rejim değişikliğinin göründüğü kadar kolay olmadığı anlaşılıyor. Ve bence Amerikalılar ile Ruslar, diğerleriyle bir araya gelerek bir çözüm bulacaklar…

Press TV: İslamcı aşırıcılık olarak adlandırılan şey hakkında ne düşünüyorsunuz? Bu Batı propagandası mı yoksa gerçek bir aşırıcılık mevcut mu? 

Lamb: Bilmiyorum, kişisel olarak buna ihtiyatla yaklaşıyorum. Mesela Robert Fisk, konuşmalarında sürekli terörizm, terörizm ve terörizmden bahseder. Ben ise terörizm ve aşırıcılık gibi terimlerin pek az inanılırlığı olduğunu düşünüyorum. Bana göre bu terimleri her bir vaka için ayrı olarak ele almanız ve değerlendirmeniz gerekir. 

Dışarıdan biri olarak Suriye'nin iç koşulları hakkında öngörüde bulunma veya tavsiye verme konusunda rahat değilim, fakat bu ülkenin laik yapısına saygı gösteriyorum. 1970'lerden itibaren din, laiklik ve Arap milliyetçiliğini harmanladıklarını düşünüyorum ve kanaatimce bu formüller başarılı oldu. 

Fakat aşırıcılık konusunda uzman olduğumu iddia etmemekle birlikte – ki aşırıcılar farklı grupların içinde, farklı renklerde ve biçimlerde ortaya çıkar – şu anda Mısır'da Müslüman Kardeşler'in popüler olmadığını söyleyebilirim. Ben kişisel olarak Mısır'da Mursi'yi destekliyorum ve bu yüzden özlerinin tam olarak ne olduğunu belirtmenin zor olduğunu düşünüyorum.

Press TV: Suriye'de bir İslami devletin uygun bir fikir olduğunu düşünüyor musunuz?

Lamb: Geçmişim, eğitimim ve bakış açım itibariyle ben bunu tercih etmem, kesinlikle benim ilk seçimim bu olmaz. 

Fakat böyle bir şey dünyanın sonu da olmaz, çünkü bu İslamcılar bir biçimde adapte oluyorlar. Peki, neden adapte oluyorlar? Çünkü bu partilerin içinde de tartışmalar var. Topluma da bunu yansıtmaları gerek. İslam içerisinde tartışma için yığınla fırsat mevcut. 

Dolayısıyla ben bundan korkmuyorum, bana göre bu, bazı meseleleri karmaşıklaştırabilir ve benim laikliğe olan meyilim, eşitliği tartışma konusu bile yapmamasından kaynaklı. Mısır'daki sözde İslamcı Anayasa'nın da bu tarafını sevdim. 

Herkes, “bakın Mısır'da kadınlara ne yapıyorlar” diyor… Afedersiniz ama… Anayasa'nın 5. Maddesinde yaptıkları şey bir ilerlemedir. Bu madde, kadınların ve erkeklerin eşit yaratıldıklarını ve eşit muamele görmeleri gerektiğini söylüyor. Bu çok önemli bir gelişmedir. 

Press TV: Siz Esad'ın sonunun devrilmek olduğunu mu düşünüyorsunuz yoksa sizce müzakerelere doğru mu ilerliyoruz? Söylediğimiz üzere, Hagel, Kerry gibi isimlerin olacağı bir sonraki Amerikan hükümetiyle birlikte belki de müzakereleri ve Esad'ın yerinde kaldığını göreceğiz?

Lamb: Evet. Meslektaşlarımızın üzerinde durduğu noktalardan bazılarına katılıyorum, fakat şu anda pek çok insan süregiden bir vekâlet savaşından söz ediyor. Sanırım Londra'daki konuk da buna gönderme yaptı. 

Şu durumda aynı şekilde vekâlet yoluyla yürüyecek diyalog ve müzakereler ile geçişin olacağını da düşünebiliriz. Bazı taraflar, özellikle de bazı muhalifler buna yanaşmasa da, ben Rusya ve Amerika'nın bunu yapacağını düşünüyorum. Ve bence Esad yerinde kalacak ve 2014 yıkında halk seçimini yapacak. İçine girdiğimiz yolun bu olduğunu seziyorum ve Esad'ın ayakta kalması muhtemel. 

Press TV: Dolayısıyla sonunda müzakerelere yöneldik?

Lamb: Kesinlikle. Kimsenin yeterince cesareti yok… Ne Türkiye'nin ne de bir başkasının.

 

Çev: Selim Sezer

 

medyasafak.com