Franklin Lamb: İsrail’in Suriye Saldırısı Misillemeyi Provoke Etme Amaçlı

Franklin Lamb: İsrail’in Suriye Saldırısı Misillemeyi Provoke Etme Amaçlı
Bir analist, Şam yakınlarında gerçekleşen son İsrail saldırısına Washington’un yeşil ışık yaktığını, bunun nedeninin ABD’nin Suriye’de vekâlet savaşını kazanamaması ve sıcak savaş durumuna geçmek için doğrudan misillemeyi provoke etme ihtiyacı olduğunu söyledi.

 

Çarşamba günü, İsrail'in Şam yakınlarındaki Cemreye'de bulunan bir araştırma merkezini hedef alan saldırısında Suriye ordusunun verdiği bilgilere göre iki kişi hayatını kaybetti ve beş kişi yaralandı. İsrail konu hakkında yorum yapmaktan kaçındı. 
 
Gözlemciler bunu, Tel Aviv'in ülke içindeki huzursuzluğu ve işgal altındaki Filistin topraklarında yasadışı yerleşimler inşa edilmesinin BM tarafından kınanmasını örtmesinin bir yolu olarak görüyor. 
 
Press TV, Beyrut'taki Barış için Kaygılı Amerikalılar grubundan uluslararası avukat Franklin Lamb'le konuya dair bir röportaj yaptı. Bu tartışmada kendisine Londra'dan gazeteci, yazar ve aktivist Beşar Muhammed ve Washington'da bulunan George Washington Üniversitesi öğretim üyesi Nebil Mikail eşlik etti. 


Press TV: Bu saldırı, geçtiğimiz aylarda silahlı terörist grupların bu tesisi ele geçirmek için yaptığı çok sayıda başarısız girişimin arkasından geldi. Dolayısıyla bir grup insan şimdi şunu sorguluyor: İsrail'in düşmanı olan El Kaide teröristleri, şimdi Suriye ordusuna karşı savaşta İsrail'le birlikte mi çalışıyor?

Lamb: Bu noktaya gelmeden önce, Londra'daki meslektaşımızın belirttiği üç nokta vardı, ben bunların her birine farklı bir yerden yaklaşıyorum. Hizbullah'ın bu silahlara sahip olması halinde onları kullanacağı kesinlikle açık değildir – silahları kullanan genelde diğer taraf, yani İsrail'dir. Verecekleri şey, savunma direnişinin, Lübnan'ın savunmasının bir başka boyutu olurdu. Dolaysıyla bu noktaya farklı bakıyorum.

İsyancılar meselesine çok fazla girmeden, bu konuda da farklı bir görüşüm var. Suriye'de olanlarda ekim ve şubat ayları arasında büyük bir değişim gördük. Gerçekte halk, giderek artan düzeyde hükümeti destekliyor. 

Son iki-üç aylık süre zarfında orada bulundum ve pek çok STK ile, esnafla, vatandaşla, yetkililerle görüşmeler yaptım ve büyük bir kayma olduğunu gördüm: bildiğiniz nedenlerden ötürü bu sözde muhalefete karşı halk desteği hükümete kayıyor ve göründüğü kadarıyla ordu giderek artan oranda alanı kontrolü altında tutuyor. Dolayısıyla farklı bir durum olduğunu düşünüyorum. 

Mesaj konusunda… Bir mesaj gönderildiğini düşünmüyorum. Dünyanın bu kısmında mesaja ihtiyacımız yok. Herkes bilir ki, seçimler olsun veya olmasın Siyonistler, direnişe karşı olan saldırganlığına ve düşmanlığına devam edecektir. Direnişin temel ayağı ise Suriye ve Suriye'nin İran, Hizbullah, İslami Cihad ve Hamas'la olan ittifakıdır. 

 

Dolayısıyla burada özel bir mesaj görmüyorum, fakat bunun bir eylem olduğunu düşünüyorum… Raporlardan bildiğimiz ya da düşündüğümüz kadarıyla – bazı verilere hâlâ sahip değiliz – bu saldırıya Amerika'dan yeşil ışık yakıldı. 

Haberlere göre önden bilgilendirilmişlerdi. Ve saldırıyı durdurmadılar. Dolayısıyla silah verenler, finansörler ve en azından durdurmayı deneme fırsatı olanlar olarak, onlar da suça ortaklar.

 




Bugün ABD Kongresi'nde, yeni savunma bakanı olması umulan Chuck Hagel'dan önemli şeyler duyuyoruz. Bunun orada tartışılıp tartışılmayacağını, yahut lobinin kararı engelleyip Hagel'in Yahudi yanlısı lobi hakkında söylediklerine mi odaklanacağı merak ediliyor. 

Burada önemli meseleler var, ama ben bunun ciddi olduğunu düşünüyorum. Aşırı derecede tehlikeli olma potansiyeli var. Hatırlayın, (İran) İslam Cumhuriyeti'nin Suriye'yle yaptığı bir anlaşmaya göre iki ülkeden birine saldırı olduğunda diğerine de saldırı yapılmış kabul ediliyor – bu Hizbullah için de geçerli. İsrail'in bir yandan bu ülkelere meydan okuyup test ettiğini, diğer yandan dikkatleri BM'den gelen yerleşimlerle ilgili kınamadan uzaklaştırmaya çalıştıklarını düşünüyorum. Dolayısıyla bütün bu meselelere Londra'daki meslektaşımızdan farklı bakıyorum.

Press TV: İsrail Suriye'den bir tepki istiyor ve bunu provoke etmeye mi çalışıyor – tepki olarak İsrail hedef alınabilir mi? Suriye'nin düşündüğü bir şey olabilir mi bu?

Lamb: Böyle düşünmüyorum. Provokasyon kısmı doğru, fakat bana göre, Amerika ve İsrail Suriye'nin misilleme yapmasını istese de, Hizbullah'ın misilleme yapmasını istese de, bu olmayacaktır. 

Her şeyden önce Suriye'nin bazı kısımları işgal altında ve böyle bir şey Batılı güçlere, isyancıları para ve silah sağlayanlara istedikleri şey için bir fırsat sunacaktır. Bu John McCain'in istediği şey, yani bir sıcak savaş. O, uçuşa yasak bölge istiyor. 

Dolayısıyla, bir provokasyon olabilir, ama Suriyelilerin misillemede bulunacağını düşünmüyorum. Fakat Washington'un şaşırdığını, kafasının karıştığını düşünmüyorum. İsraillilerle önceden istişarede bulunduklarını kabul ettiler, bunu hatırlayın.

Her gün, ABD istihbarat kuruluşları dâhil bir dizi meseleyle ilgilenirken bunun karşısında şaşırdıklarını mı düşünüyorsunuz? Hayır, önden bilgilendirildiklerini kabul ediyorlar ve bu saldırının muhtemel nedeninin bölgenin son üç ayda yaşadığı büyük değişiklikten dikkatleri uzaklaştırmak olduğunu düşünüyorum.

Biliyorsunuz. Körfez ülkeleri, Amerika, Türkiye geri çekiliyor. Neden? Fikirlerini değiştiriyorlar. Nedenlerini biliyorsunuz: muhalefet kontrolden çıktı, cihadçılar giderek daha büyük bir tehdit oluşturuyor; Libya'da olanlara bakıyorlar ve işin özü şu ki, kumar oynamak istemiyorlar.

Press TV: Bütün bunlar olurken Suriye siyasi muhalefetinin bir numaralı lideri Muaz el Hatib, Başkan Beşar Esad'ın temsilcileriyle görüşmeler başlatmayı istediğini ifade etti.

Aynı zamanda ABD Başkan Yardımcısı Joseph Biden'ın Rusya dışişleri bakanı ve muhalefet lideriyle görüşeceği yönünde haberler alıyoruz – tüm bunlar siyasi jestler yönünde bir gedik açıldığı anlamına geliyor. Bu yönde bir ilerleme olabilir. Muhalefet lideri Muaz el Hatib'in davranışı hakkında ne düşünüyorsunuz?

Lamb: Bu çabanın, bu önerinin gelmesinin muhalefetin hızla çökmesinden kaynaklandığını düşünüyorum… Suriye'de çok uzun zaman geçirdim ve bu çok net – bunu Esad rejimine âşık olduğumdan söylemiyorum, aksine çok fazla hata yaptılar, fakat şimdi kendilerine çeki düzen vermeye çalışıyorlar.

İşin aslı, daha fazla, hızla ve çarpıcı bir şekilde birleşiyor olması. 

Önceki dakikalarda, Arapların bu süreçte nerede olduğuna dair söylenen şeye değinmek istiyorum. 1948'den beri Arapların nerede olduğunu biliyoruz. Fakat… bu bir savaş saldırısıdır ve teorik olarak İsrail'in Birleşmiş Milletler'den çıkarılmasına kadar götürülebilir. Ve yaptırımlar da olmalıdır.

Çev: Selim Sezer

medyasafak.com