Enis Nakkaş'tan son bölgesel gelişmelerin değerlendirmesi

Enis Nakkaş'tan son bölgesel gelişmelerin değerlendirmesi
Enis Nakkaş'tan önemli bir röportaj daha...

 

Spiker: Herkese merhabalar. Hoş geldiniz. Bölgenin kaderi yeniden çiziliyor. Irak ve IŞİD saldırısından, Suriye ve devam eden krizine ve güvenlik krizi yaşayan Lübnan'a kadar. Sorular çok.

 

Bugünün Diyaloğu programında konuğumuz Güvenlik ve Strateji Kurumu Koordinatörü Sayın Enis Nakkaş. Hoş geldiniz.

 

Enis Nakkaş: Ehlen ve sehlen.

 

Spiker: Programın ilanını yaptığımız sosyal medyada gelen tepkilere bakınca Irak, Suriye ve Lübnan ile ilgili okumalarınızın bekleniyor olduğunu gördük. Irak'tan başlayalım. IŞİD ilerliyor. Esas bölgelerde kontrol sağlıyor. Bazıları bu gelişmeye terörist saldırı, bazıları ayaklanma ve devrim ve bazıları da Sünniler Maliki'ye karşı ayaklandı diyor. Bugün Irak'taki durumun hakikati nedir?

 

Enis Nakkaş: Mesele çok bileşenli. Tek boyutlu da değil. Bir süredir, özellikle seçim olması halinde Irak'ta bir değişikliğin olmayacağı bilinmeye başlandığı andan beri söylüyorduk. Sahada bir gerginlik vardı. Seçimlerden sonra iplerin aynı siyasi güçlerin elinde kalmaya devam etmesi ile birlikte var olan gerginlikten, şiddetin olduğu bir aşamaya geçilmek istendi. Son gelişmelerde ise IŞİD'e yol verildi. IŞİD'in ne kent kontrol edebilecek gücü var ne de böylesine bir hamle yapabilecek güçte değil. Irak ordusu içine sızmış ağlar, silahlarını ve noktalarını IŞİD'e teslim etmek üzere işbirliği yapmışlardı.

 

Spiker: Kimin yönetiminde oldu bu adım?

 

Enis Nakkaş: Esasen, uluslararası güçlerce desteklenmiş bölgesel bir karar. Bölgesel derken Arabistan, Katar ve Türkiye'den bahsediyorum. Kimse bana Arabistan ve Katar'ın anlaşamayıp elçiliklerini çektiklerini söylemesin, çünkü bu iki ülke bazı dosyalarda ortak hareket ederken bazı meselelerde de ihtilaflar yaşıyor. Anlaştıkları dosyalar Suriye ve Irak dosyalarıdır. Mısır, Körfez ve Müslüman Kardeşler özelindeki konular anlaşmadıkları dosyalardır. Dolayısıyla Suriye ve Irak'a karşı aynı operasyon odasında bir araya gelebildiklerini görüyoruz. Türkiye de aynı pozisyonda.

 

Spiker: Şimdi o zaman IŞİD'in bölgesel ve küresel izin olmadan böyle bir harekete girişemeyeceğini söylüyorsunuz.

 

Enis Nakkaş: Evet kesinlikle. Nedenini açıklayayım. Irak ordusunu Amerikalılar inşa etti. Irak'taki birçok farklı topluluktan ve özellikle eski orduda, Saddam'ın ordusunda görevli olan subaylardan bazıları da yeni orduda yer aldı. Siyasi çözümleri reddeden bazı isimler isyan eden güçlerle ilişkilerini sürdürdü. Bugün de o ilişkilerden yararlanmak üzere sıfır saati geldi. Ellerindeki noktaları teslim edip IŞİD'in ilerlemesine izin verdiler. Bu durumu Sünnilerin Şiilere karşı ayaklanması olarak tanımlayanlar hatalıdır. İşin gerçeği ise bir çeşit müzakerenin önünü açmak için IŞİD'e izin verildiğidir.

 

Spiker: Irak'taki asıl Sünni güçlerin, olağanüstü hal ilan edilen parlamento oturumunda aktif bir şekilde yer almadığını gördük. Şii güçlerin çoğunluğu ise bu silahlı güçlere karşı aynı safta yer aldı. Hatta Seyyid Ali Sistani'nin silahlanma çağrısı oldu. Körfez ülkelerindeki ana akım medya güçleri yaşananlara devrim derken ''Maliki uçakları, Maliki ordusu'' gibi ibareler kullanmaya başladı.

 

Enis Nakkaş: Şu an iki Lübnanlı konuşuyoruz. Sen ve ben. Bizim başımızdan 7 Mayıs olayı geçti. Bazıları 7 Mayıs'ı Sünni-Şii çatışması gibi göstermek istedi.  Ki Lübnanlılar, hatta çatışmacı söylemleri kullanan diller 5 Mayıs'ta Mukavemet'e bir saldırı olduğunu biliyordu. Mukavemet ile alakası olan siyasi bir mesele olduğu gibi İsrail, ABD ve bazı Arap devletlerine hizmet ile ilişkili bir meseleydi. 5 Mayıs'ta Mukavemet'e yönelik saldırının cevabı 7 Mayıs'ta verildi. Bu cevap, bir başka mezhebe yönelik değildi. O zamanlar Fuat Senyora hükümetindeki idari yönetime ve Mukavemet'e el uzatmak isteyen güçlere verilen bir cevaptı 7 Mayıs.

 

Şimdi Irak hususunda duyduklarımız, Körfez medyasının sürekli işlediği meseleler doğru değil. Verdiğim Lübnan misali Irak'taki duruma benziyor. Çatışma Sünni ve Şiiler arasında değil. Çatışma Irak'ta, İran-Suriye-Lübnan'a yakın bir hükümetin önünü kesmeye yönelik girişimlerden doğan bir çatışma. Mesele mezhebi çatışmadan önce siyasi bir meseledir.

 

Spiker: Son vekil seçimlerinde Maliki hükümeti kurabilecek çoğunluğu kazandı ama bazı tarafların bu siyasi denkleme darbesi oldu.

 

Enis Nakkaş: Uluslararası güçlerin rolü ne oldu burada?  Başkan Obama'nın açıklamalarındaki satır aralarını okuyanlar gerçeği bulacaktır. Amerika, Irak'ın güvenliğini sağlayacak, bu coğrafyada ve bu siyasi birlik ile varlığını koruyacak stratejik ittifak kararına bağlıdır. Merkezi hükümete hızlı bir şekilde yardım ulaştırmamak demek bu ittifaktan vazgeçmek demektir. Bugün Maliki'den Irak halkına, Irak parlamentosuna kadar herkesin bu ittifakın, daha ilk sınavda bozulduğunu görmesi ve öyle tanımlaması gerek.

 

Spiker: Obama asker göndermeyeceğiz dedi ama yardım göndereceklerini söyledi. Ayrıca Iraklıların sorunu kendi aralarında çözmesi gerek dedi.

 

Enis Nakkaş: Iraklıları kendi aralarında uzlaşsın. Iraklı ile diğer Iraklı arasında bir sorun var ve biz müdahil olmayacağız dedi. Bu hamle için siyasi şartları ayarlayan ve uluslararası örtüyü sağlayan Obama'dır. Bu hamlenin neticesinde Irak hükümeti yeniden düzenlenebilecek, yeni başbakan tayin edilebilecek ve Irak'ı yönetecek siyasi güçler belirlenecek.

 

Spiker: Irak senaryosunda Maliki İran ve Amerika'nın kesiştiği nokta olmuştu. Amerika bugün neden Maliki'den vazgeçiyor? Amerika ve İngiltere gibi Batılı güçler Maliki'nin Sünni güçleri absorbe edemediğini ve performansının bedelini ödediğini söylüyor.

 

Enis Nakkaş: Maliki, güçlerin birleştiği bir kavşak gibi görülüyor. Maliki eğer Amerika'nın politikalarına meyilli olsaydı, Suriye savaşında takındığı tavrı takınmazdı. Suriye'ye yakındı. İktisadi olarak sınırlarını açtı. Gaz akışı, yardımlar vs. Suriye'yi destekledi. IŞİD'in sınırın iki tarafındaki hareketliliği, Suriye'den, güvenliğinden ve birliğinden yana saf alan Irak'a geri adım attırmak içindi. Sonuç olarak Maliki'yi, seçim sürecinde kesişim noktası oldu diye medyanın tanımladığı gibi tanımlayamayız. Kavşak noktası olan seçimler, Amerika tarafından tanınmak istendi. İranlılar da seçim sonucunu tanımamız gerek diyordu. Bölgesel devletler o zaman bu seçimleri tanımak istemiyordu. Kâğıtları karıştırıp başka bir başbakanı başa getirebileceğini düşünüyorlardı. Son seçimlerle birlikte aynı denklemi yeniden görüyoruz. Dolayısıyla önlerinde böyle bir durumun patlak vermesine sebebiyet vermekten başka bir çözüm bulamadılar. Şöyle ki Obama'nın önerdiği siyasi çözüm üzerinden Iraklılar birbirleri ile uzlaşır ve Irak yeniden pozisyonlanır. Bu şekilde bölgesel devletler belki de, Lübnan için Doha'da yapılan bölgesel konferans gibi Irak konferansı hayal ediyor olabilirler.

 

Spiker: Garip bir şey var. Obama ilk açıklamasında icraatlardan ve hızlı bir şekilde müdahale etmekten bahsediyordu. IŞİD tehlikesinden ve Amerika'nın ulusal güvenliğini tehdit eden durumlardan bahseden Amerikalı yetkililerin yerine bir gün içinde Iraklıların sorunlarını kendi aralarında çözmesi gerek noktasına gelindi. Geri adım atıldı. Bunun sebebi nedir? 24 saat içinde geri adım atılmasının arkasında ne var?

 

Enis Nakkaş: Bu hamlenin arkasındaki bölgesel güçler, Amerika'ya ve kendilerine kazandıran bir senaryo sundular. Yani IŞİD'ten faydalanma senaryosu.

 

Spiker: Ama IŞİD'ten ve terörden endişe ediyorlar. Suriye'deki terörden de öyle.

 

Enis Nakkaş: Şimdi onlar Amerikalılara bilgi satıp IŞİD'i caydırabiliriz derler. Irak'ta büyük bir pay alırsak IŞİD'i zayıflatırız derler.

 

Spiker: Suriye senaryosundan ders almadılar mı? Kontrollerinden çıktı orada.

 

Enis Nakkaş: Tarihe bak. Süper güç olan büyük devletlerin basit hatalardan bir şey öğrenemediği çok olmuştur. Ben bu anlamda iki kişiyi hiç unutmam. Hitler ve Napolyon Bonaparte. İkisi de Rusya'ya girdi. En basit liderin bile bu katleden soğuğa sahip coğrafyada, ülkesini savunan halkın karşısında bir şansı olmadığını bilmesi gerekir. Üstelik bu hata iki defa yapıldı. Ki Napolyon Bonapart'ın teorileri ve deneyimleri askeri kurumlarda ders olarak işlenir. Lakin böylesi stratejik hatayı da unutmamamız lazım. Peki böyle bir deneyimden sonra bile Hitler'in aynı hatayı tekrarlamasına ne demeli? Büyük devletlerin bazen bazı olaylardan bir şey öğrenemediğini söyleyebiliriz. Görünüşe göre tekrar denemek istemişler.

 

Enis Nakkaş: Bugün birçok analiz İran'da yaşanan olayların İran ve Amerika'yı daha çok yakınlaştıracağını ve teröre karşı mücadelede kesiştireceğini söylüyor.

 

Enis Nakkaş: Bugün bazılarının çizdiği gibi İran-Irak eksenine yarayacak şekilde Irak olaylarının çözümünde İran-ABD yakınlaşması yok. Buna delil olarak da az önce bahsettiğimiz gibi Obama'nın 24 saat içinde değişen söylemlerini verebiliriz. Bu tahliller hangi durumda doğru çıkabilirdi? Amerika ilk açıklaması ile doğru çıkardı. O açıklamaları değiştirmeseydi doğru çıkardı. Amerika bir şeyler yapılmalı derken İran da gerekirse biz de müdahil oluruz dediği zaman. Uzlaşı bile diyebilirdik. Suud Emirlerinden biri de öyle sanmış.

 

Spiker: Evet. Türki Faysal ''İran Devrim Muhafızlarının, Amerika'nın insansız hava uçakları ile aynı safta savaştığını ve Iraklıları katlettiğini görebiliriz. Böyle bir potansiyel var. Akılların kaybolmasına neden olan ve merak uyandıran bir mesele bu. Nereye gidiyoruz?'' dedi.

 

Enis Nakkaş: Bu ''Iraklıları katletme'' meselesinde bir şeyler söyleyeyim. Amerika Irak'a işgale geldiği zaman Arabistan'dan, Kuveyt'ten geldi ama ''Iraklıları katlediyorsun'' demediler. Ama şimdi kalpleri Iraklılar için atmaya başladı. Bugün bölgesel yönetimler Obama'nın önüne başka bir senaryo koydu. Başka araştırma merkezlerinin ve İsrail'in mutlaka rolü var. Irak'taki siyasi denklemde ve bölgesel dengelerde IŞİD'in hamlesinden faydalanmak üzere bir senaryo hazırlandı. Horasan'dan Güney Lübnan'a uzanan ve Suriye-Irak'ta seçimleri kazanan, askeri sahada da kazanma turunda yol alan eksenin ilerleyişine engel olmak isteniyor.

 

Spiker: Diğer eksenin yani İran ekseninin reaksiyonu ne olacak? Maliki kaybediyor. Amerika, Körfez ile ilişkili Sünni güçleri yönetime ortak edin diyor. İran bu zarara tamam mı diyecek?

 

Enis Nakkaş: Şimdi İran kendini taviz vermek zorunda hissediyor mu hissetmiyor mu diye bakmak lazım. Bence taviz vermek zorunda değil. Iraklıların bir araya gelmesinden, uzlaşıdan vesaire bahseder ama sağ eliyle kazanıp aldığını sol eliyle vermesi mümkün değil. Bu kazanımlar ister seçimlerle olsun ister sahadaki gerçeklikten olsun. Şimdi Irak ordusunda yaşanan bölünmelerden sonra gönüllüler boşalan yerleri doldurmaya başladı. Birilerine Irak ordusu, aynı akideden meydana gelmediği için bölünmeler yaratabildiniz ama bizim elimizde alternatif olacak, saldırılara karşı koyabilecek ve birliği sağlayacak bir halk ordusu var denildi.

 

Lakin bu hengâmede, kontrol edilemeyen şeyler oldu. Oyunda her zaman kontrolü tam sağlayamazsın. Kerkük. Peşmerge Kerkük'e girdi. Şu an Kerkük'ü koruyan Peşmerge. Elindekini koruyan bir insanın o elindeki üzerinde gelecekte seninle müzakere etme hakkı vardır.

 

Spiker: Bu durum Kürtlerin rolünü güçlendiriyor.

 

Enis Nakkaş: Yüzde yüz. Bu durum, Irak'ın petrol serveti dengesinde Kürtleri güçlendirir. Irak'tan uzaklaştırma mecburiyetinde değil. Kürtlerin siyasetine tanık olduğumuz gibi Kürtler petrolü (kendi bölgelerindeki) sadece kendi lehlerine ihraç ederken Irak'ın petrolünü herkesin lehine ihraç etmek istiyorlar. Bugün Kerkük petrolü Kürtlerin petrol hattına dâhil edilirse ki bu Irak petrolünün % 25'i demek, Kürtler zenginleşir ve merkezi hükümete bağlı kalmama gerek yok diyebilirler. Veya eskiden olduğu gibi bölgesel Kürdistan yönetimindeki bölgelerde var olan benim, Kerkük'teki petrol ise hepimizin diyebilir. Güvenlik olarak ise şu an üstünlük Kürtlerde.

 

Spiker: Bu böyle mi kalacak yoksa denklemler yeniden değişecek mi? Şimdi Irak'ın 3 ülkeye bölünmesinden bahsediliyor. Kürt, Sünni ve Şii devletleri.

 

Enis Nakkaş: Bu Biden'in eski projesi. İhtimal dâhilinde.

 

Spiker: Gerçekleşme ihtimali?

 

Enis Nakkaş: Yüzde 45. Zayıf bir oran değil. Irak'taki merkezi hükümet, IŞİD ve müttefiklerinin ele geçirdiği bölgelerde askeri başarı elde edemezse, son seçenek diğer eksene teslim olmak değildir.

 

Spiker: Yani son seçenek bölünme diyorsunuz?

 

Enis Nakkaş: Evet bölünme.

 

Spiker: Yani İran-Maliki ekseni, Körfez güçleri ile ortaklaşma yerine bölünmeye gitse daha mı iyidir?

 

Enis Nakkaş: Çünkü burada ''ortaklaşma'' olmayacak. Mesele Sünni ve Şiilerin ortaklaşması değil. Mesele siyasette. Sana iki seçenek sunulsun. Irak, bölgede ulusal kurtuluşa yardım edecek bölgesel siyasetten yoksun bir devlet olarak mı kalsın yoksa bölünmüş ama ulusal kurtuluşa yardım etmeye devam eden bir Irak mı? Tabii ki ikinci seçenek.

 

Spiker: Peki ama bölünme Batının da çıkarına.

 

Enis Nakkaş: Kontrolü sağlayabilirse. Soru burada. Savaşın sürdüğü ve ulusal kurtuluşa destek veremeyen bir bölünme Batının çıkarınadır evet. Şimdi biz Lübnanlılara geri dönelim. Bugün Mukavemet Suriye'ye girdiğinde, bazıları Mukavemet'in Suriye çamurlarında boğulacağını, direnişten uzaklaşacağını ve İsrail cephesinin zayıflayacağını düşündü. Ama Mukavemet'in zekâsı neye yol açtı? Öncelikle bölgesel olarak Mukavemet'in hareket alanını genişletti. Nakura'dan Ürdün sınırına kadar genişleyen cepheden bahsediyorum. Sadece siyaseten değil askeri olarak da genişledi. Golan'da ilan edilen bir Mukavemet var artık. Bugün aynı meseleyi Irak'a uyarlayalım. Irak'ta bir çatışma hali varken Mukavemet'in nüfuzunu güçlendirirsen bu sefer Mukavemet ekseni düşmanlarının zararına olacaktır.

 

Spiker: IŞİD'e dönelim. Daha önce Suriye rejiminin kurduğu bir örgüt denildiğini duyduk. Ama bugün görüyoruz ki IŞİD, Suriye'nin müttefiklerini de hedef alacak imkânlara sahip oldu. Mali, askeri ve birçok konuda geniş imkânlara sahip. Çok sayıda militanı var.

 

IŞİD'ten önce Nusra Cephesi, Suriye rejiminin üretimi idi. Öyle diyorlardı. Nusra'dan önceki intihar eylemleri, bombalı saldırılar da rejimin işi denildi. Ben Şam'daki ilk büyük iki patlamayı hatırlıyorum. Bir hafta sonra Nusra varlığını ilan etti. Sonra ''Nusra diye bir şey yok bunu devlet yaptı'' dediler. Bugün bakıyoruz, Obama bu Nusra'yı terör listesine aldıktan sonra ''onurlu muhalefet'' saflarından bir bileşen olarak kabul ettiler. Sonra IŞİD için, diğer gruplardan farklı bir yol izlediği için Suriye rejiminin işi dediler. İkisinin arasındaki farkı da açıklayacağım. IŞİD çok mantıklı bir şekilde hareket ediyor. Küçümseyemeyiz. Gayri mantıki bir hareket değil. Coğrafyanın ve demografinin homojen olduğu bölgede hareket ediyor. Irak ve Suriye krizlerinden önce, coğrafyanın tarihini ve Sykes Picot'u okuyanlar, Cezire bölgesini Anbar bölgesinden ayıran zulmü görecektir. Buradaki aşiretler birdir. Amca çocuklarıdır. Kız alıp vermişlerdir. Aralarına sınır koydular. Bir aileyi ikiye bölüyorsun gibi düşün. Yani coğrafya bakımından ve demografik olarak homojen bir bölge. Burada aynı zamanda petrol da var. Dolayısıyla bu hareket aptalca değil. Çok mantıklı. Bunlar Irak'ta küçük bir grup iken, Suriye'deki krize şahit oldular. Yeni üsler kazanmak, destek kanalları bulmak, militan akışı sağlamak için bu krizi kullanmaları da mantıklı.

 

Spiker: Nusra Cephesi ve El-Kaide ile aralarında ihtilaflar oldu. Zevahiri araya girip Irak'a dönün dedi.

 

Enis Nakkaş: Daha önce uzantıları olan IŞİD'in bu ihtilaflara yol açacağını beklemezdi.  Bu ihtilaflar meydana geldiğinde ve su yüzüne çıktığında taraflar pozisyonlarında ısrar ettiler. Biri bölgesel olarak hareket etmeli, sadece Irak'ta değil Suriye'de de alan bulacağım stratejiyi izleyeceğim dedi diğeri de her taraf kendi çevresinde hareket etmeli dedi. Bu iki ciddi duruştur. Aptalca değildir. Kişisel ihtilaflardan dolayı ortaya çıkan sonuçlar değildir. Bazıları bölgesel hareket etmeyi daha iyi olarak görüyor. Özellikle de söz konusu Suriye petrolü olursa. Musul'da ele geçirdikleri bölgeler, araçlar, bankalar, paraların üstüne Suriye'deki petrol. Halep'te Özgür Ordu ve Nusra Cephesinin fabrikaları söküp Türkiye'ye sattıkları gibi, Musul'daki fabrikaları da söküp yine Türklere satacak ve zenginliklerine zenginlik katacaklar.

 

Spiker: Bu olayların dinamosu Körfez'dir dediniz. Bu kâğıt da başarısız olursa ne yapacaklar? Mukavemet Hilal'i dediğimiz ekseni delmeye çalışırken, Lübnan ve Suriye'den sonra yine başarısız oldular diyelim, bu sefer ne yapacaklar?

 

Enis Nakkaş: Lübnan'da 2006 yılında denediler, başarılı olamadılar. 7 Mayıs'ta denediler, başarılı olamadılar. Suriye'de denediler, başarılı olamadılar. Bugün Irak'ta deniyorlar yine başaramayacaklar. Belki de sonra bölgesel açık savaşı deneyecekler; ateşin, giydikleri beyazı tutuşturduğunu ve hakkın zuhur ettiğini görürler.

 

Spiker: Ama bu görüş ''Körfez hesaplarını gözden geçiriyor, Suudiler Krallık ailesinde, Suriye bataklığından çıkmak için kâğıtları yeniden karıyor'' görüşü ile çelişiyor. Irak'taki gelişmelerle çelişiyor.

 

Enis Nakkaş: Daha önce de soruldu ve söyledim. Suudi ailesindeki tertip, bölgesel siyasetten bağımsız bir mesele. Bölgesel siyaset ile alakası yok. Taktik ile ilgilidir. Suriye'de zafer kazanmak isterken, misal, Abdülsettar ile başarısız oldum. Abdülsettar'ı çıkardım, Abdülcabbar'ı getirdim. Lakin Suriye'ye yönelik siyasetimi değiştirmedim. Suriye'deki hedefimi değiştirmedim. Bazı isimleri değiştirdim, taktiksel değişim yaşadım. Bazıları Amerika'ya bir kaç gün içinde halledeceğim sözü verdi, bazıları El-Kaide ile denedi, bazıları Özgür Suriye Ordusu üzerinden yüklendi. Bunlar taktiksel meseleler. Hedef, Suriye meselesinde değişmedi, Irak meselesinde değişmedi. Emirlerin değişimi, ailenin parçalanması endişesinden kaynaklanmakta. Bender bin Sultan gibi bazı pozisyonlar var. Bu isimlerin değişmesinin sebebi de performanstaki başarısızlıktır.

 

Spiker: Bölgesel olarak devam edelim. Türkiye. Musul'da konsolos ve konsoloslukta çalışan görevliler kaçırıldı.  Buna rağmen pozisyonu çok dengeli değil mi? Dakik veya sakin diyelim.

 

Enis Nakkaş: Bu çeşit bölgesel çatışmalarda bir kaç rehin, devletin stratejisini değiştirmez.

 

Spiker: NATO'yu müdahil olmaya davet ettiler.

 

Enis Nakkaş: Bu çok gülünç. Elçilikten kaçırılmış rehine sorunun varsa çözüm için NATO'yu mu çağırırsın? Sen bir devletsin. Küçük değilsin. Köy değilsin. Sen Türkiye'sin. Musul senden binlerce kilometre uzaklıkta da değil. NATO'nun ne yapmasını bekliyorsun? Rehineleri çözmek için Irak'ı mı bombalasın? Bu bir. İkincisi şimdiye kadar bu rehinelerden ne isteniyor duymadık. Birisi bana, “Bu rehineler büyük operasyonu gizlemek için yapılmış bir operasyon olabilir mi?” dedi. Bakın IŞİD'in elinde rehinelerim var dolayısıyla ben IŞİD'in arkasında değilim demek mi istiyorlar? Aynı zamanda sınırını açmış yüzlerce militanın geçişine izin vermemiş miydi?

 

Spiker: ''Türk istihbaratı Arap, yabancı uyruklular ve özellikle Körfez ülkelerinden ve Suudilerden yüzlerce militanın bölgeye vardığı bilgisine sahipti'' deniliyor. Bu doğru mu?

 

Enis Nakkaş: Doğru veya değil. Bu bilgi günlerdir dolaşıyor. Bunu yalanlayacak Türk resmi sözcü nerede? Irak'ta yaşananlarla alakam yok diyor ama sınırını da kapatmıyor. Sınırda önlem almış da değil. Sadece Irak'ta değil, Suriye sınırında. Keseb daha dünün olayı, 20 sene öncesinin değil. Gördük. Türkler her zaman zeki kararlar alıyor değil. Bir hengâmeye girdi. Bu hengâmeden önce bölgedeki tüm ülkelerle barış içinde değil miydi? Bütün ülkeler sınırlarını Türkiye'ye açmıyor muydu? Sıfır sorun zamanları. Ekonomik, siyasal ve toplumsal... İran ve Irak ile stratejik ittifaklar... Her şey Türkiye'nin çıkarınaydı. Sıfır sorundan yüzde yüz sorun düzeyine gelen zekânın arkasında ne var?

 

Spiker: Bugün Kerkük'te de Kürtlerin sağladığı kontrol da Türklerin çıkarına değil.

 

Enis Nakkaş: Kerkük'ün alınması demek Kürtlerin ekonomik gücü için büyük bir devrimdir. Bu Türkiye'nin 70 yıldır kaçındığı ve önlemeye çalıştığı bir meseledir. Türkler Kerkük'ün, ne Kürtlerin ne de Maliki'nin malı olmadığını söylüyor. Coğrafyasından bir kısım olarak görüyor. Erdoğan ''Kimsenin Türkmenlerin olduğu bölgelere saldırmasına izin vermeyiz'' derken, Kerkük'ten Türkmenlerin bölgesi olarak bahsediyordu. Dolayısıyla merkezi hükümetin değil Erdoğan'ın yolundan alıyorlar.

 

Spiker: Aradan sonra bu gelişmelerin Suriye, Lübnan ve Hizbullah'a yansımalarını konuşacağız. Hizbullah ne düşünüyor? Hepsini aradan sonra konuşacağız.

 

(aradan sonra)

 

Spiker: Bugün'ün Diyaloğu programına konuğumuz Enis Nakkaş ile devam ediyoruz. Sayın Nakkaş Irak'tan Suriye'ye geçelim. Suriye için yine iki farklı okuma var. Bazıları IŞİD'in Irak'taki kontrolü, Suriye'deki nüfuzunu arttıracak derken, bazıları da tam aksine son gelişmeler Suriye devletine olumlu yansıyacak çünkü Irak'taki IŞİD'ten endişe duyan Batı, Suriye'deki IŞİD'e de düşman olacak ve terörle mücadeledeki rolünü arttıracak diyor. Hangi okumanın daha doğru olduğunu düşünüyorsunuz?

 

Enis Nakkaş: Ben bu iki okumanın karşı karşıya olduklarını düşünmüyorum aksine birbirini tamamlıyorlar. IŞİD Irak'ta istikrar sağlarsa Suriye'de daha güçlü olacak ki bu doğal. IŞİD'in bu iki ülkede geniş alana yayılması, IŞİD'e karşı mücadelede Irak ve Suriye koordinasyonunu gerektirecektir. Yanlarında bölgesel ve küresel güçler olacak. Bu olumsuz genişleme, Cumhurbaşkanı Ruhani'nin önerdiği gibi terörle mücadele başlığı açılmasına neden olacak. Koordinasyonda başarısız olurlarsa ve bu olguyla mücadelede gereken noktalara dikkat edilmezse kaçınılmaz olarak IŞİD, coğrafyada genişlerken demografik genişlemenin de getireceği avantajlardan yararlanacaktır. Daha çok gönüllüye ulaşabilecek. Dolayısıyla bu Suriye'ye olumsuz yansıyacak ve Deyr Zor ile Haseke gibi kentler için artan tehlike olacak. Dolayısıyla yukarıdaki iki okuma birbiri ile çelişen zıt okumalar değildir, aksine birbirini tamamlayan okumalardır.

 

Spiker: Ama Irak ve Suriye gerçekliğinde sınırlamıyor musunuz bu şekilde? Bu hamleye izin veren bölgesel ülkelerden bahsettiniz az önce. IŞİD, Amerika ve Batının izniyle bölgesel ülkeler tarafından kullanılıyor demiştiniz. Şimdi bu güçler IŞİD'ten korkuyor mu yoksa IŞİD'i kullanıyor mu? Hangisi?

 

Enis Nakkaş: Şimdi bu olgu Batı icadı değil bu yüzden şaşırdılar. Az önce sorduğun gibi. Obama neden ilk açıklamasında farklı ikincisinde farklı konuşuyor? Sebep ne? Gelen askeri ve güvenlik raporları Amerika'yı şaşırttı. IŞİD adlı bir terör örgütü ilerliyor ve bu durum bir tehlike olarak tanımlanır ama daha sonra yerinde otururken sürpriz şekilde Obama'ya bir senaryo sunulur ve IŞİD'in büyük tehlike olmadığı söylenir çünkü biz IŞİD'e yardım ettik ve Irak'ta istediğimizi elde ettikten sonra bu olguya son verebiliriz derler. Bu şekilde Obama'nın söylemi değişir. Ruhani, İran'ın müdahil olması gerekir ve müdahil olmaya hazırdır der ama daha sonra Mercii'den gelen fetvalarla toplanan kalabalık Iraklıları görür ve şu an müdahil olmaya gerek yok der. Senaryoyu etkileyen değişkenler var oldukça bu böyle devam eder. Şu an Batı Irak'ta yaşananlarla şok oldu. El-Kaide ve IŞİD'in o coğrafyada petrol ve diğer imkânlarla yönetici olacağını tasavvur ettiler. Ama buna mukabil olarak bölgesel ülkeler gelip dayattıkları şartlar karşılığında biz bu yangını söndürmeye muktediriz diyebilir. Dolayısıyla resim çok bileşenli. Beyaz ve siyah diyemeyiz. IŞİD de bunun farkında. Türklerin imkân sağladığını Suudilerin para gönderdiğini biliyorum herhangi birine tam bağlılık yerine çıkarlarıma bakarım der. Siyasi çekişmeler sonucu denklemler de değişir. Bazen bölgesel bir ülke müdahil olur bazen yerel güçlerin bir rolü olur. İdeolojileri aynı olan IŞİD ve Nusra'nın stratejilerinin farklı oluşu gibi.

 

Spiker: Irak'ta yaşananlar, ışıkları Suriye sahasından aldı. Lazkiye kırsalında Keseb'te ordu ilerliyor, Halep'te yine ilerleme var. Humus'ta son kırsallarda tepeler ele geçirildi. Şam'da tam olarak bilmiyorum ama çatışmalar devam ediyor. Bugün Suriye sahnesini nasıl özetleyebiliriz?

 

Enis Nakkaş: Suriye sahnesi bugün Suriye Arap Ordusunun çıkarına işliyor. En önemli gelişme stratejik noktaların olduğu Keseb'teki gelişmedir. Silahlı grupların ikmal yolları kesildi. Halep'te de kuşatma tamamlanmak üzere. Lakin en önemlisi Suriye-Lübnan sınırında yaşandı. Bir uzlaşıya varmak için aylardır sürdürülen müzakerelerden sonra Zebedani'ye operasyon başladı. Uzlaşı sağlanmadı diye Lübnan ordusu da önleyici operasyonlar gerçekleştirdi. Lübnan ordusunu alkışlıyorum çünkü en münasip vakitte hamlesini yaptı. İki sebebi var. İlk olarak bölgedeki genel hava, bazı silahlı grupların ''Hamle yapabilir miyiz?'' diyerek Rankus'ta gördüğümüz gibi harekete geçmesine veya sızmalar yapmasına yararken önleyici operasyon ile önleniyor. İkincisi de Zebedani operasyonuna hazırlık döneminde büyük bir korku vardı. Lübnan-Suriye diyalogunda, devlet veya pratikte olanlarla alakası olmayan insanlardan bahsetmiyorum, Zebedani operasyonunun Lübnan'a doğru büyük silahlı sızmalarına yol açacağından bahsediliyordu. Dolayısıyla Zebedani operasyonu başladığında bu silahlı sızmaların Lübnan'a ulaşmasını önleyecek bir caydırıcılık gerekiyordu.

 

Spiker: Lübnan ve Suriye ordusu arasında koordinasyon mu var?

 

Enis Nakkaş: Birileri ''koordinasyon yok'' demek zorunda kalmasın diye ben aralarında bir uyum var diyeyim. Ama bu uyumun yüksek seviyede olduğunu da söyleyelim. Bu şekilde kimseyi yalanlamaya mecbur bırakmamış oluruz.

 

Spiker: Birkaç hafta geriye dönüp bakarsak bölgedeki sahne çok farklıydı. İran Cumhurbaşkanı Türkiye'deydi, Amerikalılar da İranlılarla birlikteydi, Suud Faysal da Putin ile telefonlaşıyor ve Lavrov ile görüşüyordu. Sahnede sanki bir uzlaşıya doğru gidiş vardı. Sonra her şeye darbe vuran Irak gelişmeleri vuku buldu.

 

Enis Nakkaş: Her şeye darbe vuran değil. Uzlaşının şartlarını güçlendirmek içindi. Uzlaşı müzakereleri devam edecek ilga edilmeyecek. İran nükleer ittifakı da ilga edilmeyecek. Müzakereler devam edecek. İran nükleer ittifakta da başarılı olacak, Irak'ta da Suriye'de de. Bu başarılar çatışan diğer eksendeki bölge ülkelerini sallayacak.

 

Spiker: Suudiler bu dönemde neden Ruslarla iletişim kuruyor?

 

Enis Nakkaş: Bugün büyük devletlerin rolleri değişiyor. Rusya'dan önce Çin'e gittiler, biliyorsun. Çin'e öneride bulundular. ARAMCO'dan sonra ilk defa Çin'in şirketlerine Arabistan'a girme izni veririm diyor. İran'dan petrol satın almasınlar diye. Çin ile bölge güvenliği ve petrol siyaseti konusunda stratejik bir ittifak kurmak istediler. Bunun karşılığında İran'ı izole etmek istediler ama Çin reddetti. Bu tür girişimlerde bulunuyorlar. Amerika'nın yeni teknoloji ile 4 yıldır petrol çıkarttığını ve Körfez petrolüne ihtiyacı olmadığını biliyor. Amerikalılar da kendilerine bildirdi: Ben bu bölgede artık ne petrolünüz ne de rejimleriniz için savaşamam, başınızın çaresine bakın, size silah verir yol gösteririm ancak. Körfez bunu iyi biliyor. Daha sonra Rusya'yı satın almaya çalıştılar. Bender'in girişimi başarısız oldu. Şimdi de bölgede ne olabilir başlığı altında müzakere için gittiler. Kendilerine müttefik arıyorlar. Bölgenin birbiri ile anlayış içinde bir ağ oluşturabilmesi dışında her şeyi yaparlar. Bunu anlamıyorum. Avrupa gibi oturup anlaşın ne olacak? Toplumsal nakışlar, inançlar, çıkarlar hepsi bir. Neden birilerinin sürekli size öğretmesi ve güvenliğinizi sağlaması gerekiyor? Bunun yerine bölgesel bir kuruluşa git güvenliğini sağla ve kimse başkasının bahçesine girmesin. Her ülkenin halkı iradesini dayatır. Bu neden her zaman zor gelir bunlara?

 

Spiker: Suriye mevzusunu hızlı bir şekilde kapatacağım ardından Lübnan'ı konuşalım. Suriye'de seçimler oldu ve sonuçları gördük. Bölgesel akışı konuştuk, Suriye sahasını da konuştuk. Suriye krizi nereye gidiyor? Cenevre...

 

Enis Nakkaş: Cenevre uçtu gitti. Siyasi çözüm Seyyid Hasan Nasrallah'ın dediği gibi sadece Suriye rejiminin değil cumhurbaşkanı Beşşar Esad'ın çatısı altında gerçekleşecek. Herhangi bir siyasi çözüm Beşşar Esad ile başlayıp Beşşar Esad ile bitecek. Mevzu bitti. Bu Suriye halkının kararı ben mecbur kılmadım. Seçimlerdeki kalabalığı gördük. Bu cumhurbaşkanını seçeceğim dedi. Ben gidip seçme destekleme diyemem ki. Bu mesele ile okumalarımızın doğru olduğunu ispatladık. Bu halkın aklının ve kalbinin nerde olduğunu biliyorduk. Pratiği ve sahayı iyi okuduk.

 

Spiker: Son 10 dakikamız. Lübnan'ı konuşalım. Hizbullah'tan başlayalım. Hizbullah kutsal makamları korumak için Irak'a müdahil olacak mı?

 

Enis Nakkaş: Gerek yok. Orada tam güçler var.

 

Spiker: Irak'a gitmeyecek yani. Suriye'deki rolü Irak'ta tekrarlanmayacak yani?

 

Enis Nakkaş: Gerek yok. Irak'ta işgal döneminde bir rolü vardı. Gözetmenlik. O (Hizbullah) bundan bahsetmez ben bahsederim.

 

Spiker: Şimdi? Gerek yok diyorsunuz.

 

Enis Nakkaş: Yok yok, gerek yok. Korktuğu için veya siyasi nedenlerden dolayı değil. Ben nerede olmamız gerekiyorsa orada olmalıyız diyenlerdenim. Horasan'dan Gazze'ye kadar. Bu üstünde çatışmaların olduğu bir coğrafya. Ne sınır ne de vizenin olduğu yer durdurabilir beni. Nerede olmamız gerekiyorsa oradayız. Irak'ta gerek olsaydı, evet gitmesi gerekiyor derdim.

 

Spiker: Bu aralar söylenen ''Teşekkürler Hizbullah, sen olmasaydın IŞİD Musul'a girdiği gibi Lübnan'a da girecekti'' analizi ne kadar doğru?

 

Enis Nakkaş: Bu bir realite. Suriye'de yaşananlara bakın. Suçlara bakın. Camilerin, kiliselerin yakılması... Bir insanın neye inandığı veya hangi dine mensup olduğuna bakmadan insan olarak insaniyet makamına yapılan saygısızlıklara bakın. Bütün bunlar bizden bir kaç kilometre uzaklıktaydı. Önümüzde gerçekleşiyordu. Peki, Suriye'dekilerle aynı çeşitliliğe etnisitilere mezheplere bağlı Lübnan'daki akıllı insanlar ne düşünmeli? Suriye'de bizden biraz daha fazla çeşitlilik var. Peki Suriye'de olacakların bize olumsuz yansımayacağını nasıl söyleyebiliriz? Dolayısıyla ateşle oynayanlar, ateşin sınırda duracağını düşünüyordu. Daha sonra belli oldu ki Hizbullah müdahil olmasaydı, Suriye Arap ordusunun başarıları olamasaydı bu olgu oralarda kontrol sağlayacaktı.

 

Spiker: Fuat Sinyora Trablus'ta çıkıp Hizbullah'tan Suriye'den hızlı bir şekilde çekilmesini istedi.

 

Enis Nakkaş: Bırak istesin. Şimdi Fuat Sinyora ismini duyduğum zaman önüme iki resim geliyor. Diğer devlet adamları ile karşılaştırdığında bu musibet başımıza nereden geldi diyeceğin Churchill ve başını her kaşıdığında kendini zeki hisseden ama ardından yine musibet yaşayan oyuncu Mr.Bean. Fuat Sinyora'nın musibet tarihi var. Ekonomik veya siyasi olsun ikisinde de. Bu kişisel bir eleştiri değil. Siyasi bir eleştiridir kendisine yönelttiğim. Zeki olduğunu ve işi bildiğini iddia eden bir insan var. Müttefikleri ve takipçileri bu insanın siyasi bilince sahip olduğunu zannediyor. Defterlerini açtığın zaman ise ne ekonomide ne de siyaseten başarılı olduğunu görüyorsun. Ülkeyi 60 milyar dolar borca batırdı. Grubuna da liderlik edip başarılar kazandıramadı. Bu benden nasihat olsun artık değişsin bu adam.

 

Spiker: IŞİD'in Lübnan'da uyuyan hücrelerinden ve hareket alanı bulması olasılığından endişe ediyor musunuz?

 

Enis Nakkaş: Endişe etmiyorum çünkü var zaten. Lübnan'da El-Kaide'ye bağlı hareketler olduğunu inkâr edebilecek biri var mıdır? Şimdi yeni yakalanan Abdullah Azzam kim?

 

Spiker: Lübnan'da yeni güvenlik politikasına doğru mu gidiyoruz?

 

Enis Nakkaş: Lübnan ordusunun az önce bahsettiğimiz sınırdaki önleyici operasyonu bütün sahaya bir mesajdır. Operasyonun mesajı sadece Arsel özelinde değildi. Lübnan ordusu, Lübnan çıkarına olmayacak herhangi bir hareketliliğe izin vermeyeceği mesajını verdi.

 

Spiker: Sosyal medyadan çok mesaj aldık ama vakit dar diye cevaplayamadık kusura bakmasınlar. Sorulan bir soru dikkatimi çekti size yönelteyim: Irak'ta yaşananların IŞİD'i ortadan kaldırmak için yapıldığını düşünmüyor musunuz? IŞİD'i bir yere toplayıp burada vuralım denilmiş olabilir mi? IŞİD'in son günleri diyebilir miyiz?

 

Enis Nakkaş: Yok az önce birbirini tamamlayan iki okumayı hatırlatalım. IŞİD genişleyebilir. Genişlerken bölgenin tamamını tehdit eder ve buna mukabil IŞİD'e karşı mücadele için ağlar oluşturulur. Ben en başından beri söylüyorum, başarı kazanabilmek ve IŞİD'i ortadan kaldırmak ancak kolektif iş ile olabilir.

 

Spiker: Lübnan'da cumhurbaşkanlığı var mı yoksa daha bekleyecek miyiz?

 

Enis Nakkaş: Yok kardeşlerin acelesi yok. Lübnanlıda bir hastalık var. Dışarı için yaptığı her çalışmanın aynı zamanda Lübnan'ı da büyüttüğünü düşünür. Lübnan, filan ülkeye filan güce bağlı olduğu zaman büyür diye düşünürler. Ben tam aksini düşünüyorum. Bu siyasiler böyle düşünmeye devam ettikleri her an ülkelerini de zayıflatıyorlardır. Çünkü içeridekinden önce dışarıdakinin taleplerini düşünüyorlar.

 

Spiker: Peki cumhurbaşkanı yok. Bölge yanıyor. Lübnan'da yine siyasi gerginlik mi göreceğiz?

 

Enis Nakkaş: Şu an etrafımızdaki ateş yetiyor, siyasi gerginlikler tırmanışa geçmesin eğilimi var. Tam bir ittifak yapılamazsa mümkün olan ile yetinilmeli. Ulusal Uzlaşı Hükümeti ile kaçtılar ki Lübnan'daki meseleler seçimlerle tam bir şekilde halledilemesin. Bu kardeşler cumhurbaşkanının yetkilerini hükümete aktarma derdindeler.

 

Spiker: Ne zamana kadar öyle kalacak sizce? Bazıları eylül ayı diyor. Bu konuda beklentiniz veya okumanız var mı?

 

Enis Nakkaş: Şu an Irak meselesi de bitince. Irak ve Suriye'de dengeleri değiştiremediklerini anladıklarında Lübnan'da seçime gidelim diyecekler.

 

Spiker: Velid Canpolat diyalog ve büyük Lübnan'ın korunması çağrısı yaptı. Aynı zamanda Sykes Picot sınırlarının öldüğünü söyledi. Doğru mu sizce?

 

Enis Nakkaş: Evet sınırlar düştü. Ben de bu sınırların düşmesi taraftarlarındanım. Sen gelip güç ile bu sınırları ortadan kaldırmak istersin ve krize neden olursun. Ama bu sınırları aşıp bir ağ da oluşturabilirsin. Avrupa'ya bakın. Kimse haritasını değiştirmedi. Birinden diğerine geçerken sınırları gösteren tabelalar görürsün. Oturup pasaportuna damga basan, gümrük işleri yapan veya vergi ödeten birileri yok. Burada ev alabilirsin, şurada dükkân açabilirsin, kiralayabilirsin... Bu coğrafya yüzyıllarca imparatorluklar altında yaşamıştır. Bu atmosfere dönmek gerekir. Aynı coğrafyada farklı din, etnisite ve mezheplere bağlı insanların homojen bir şekilde yaşadığı tek bir coğrafya. O zaman doğunun gücü ortaya çıkar. Gücü çeşitliliğinden gelir. Bu gücü olumlu bir şeye dönüştüremezsek olumsuz bir başlık altında çatışmaya devam ederiz. Bu çatışmaların özünde ne var? Bazen oturup düşünürüm. Bir kimlik diğer kimlikten korkuyor başka sebebi yok. Farklı mezheplerden iki işçi getir. Çıkarlarından vesaire bahset her şey üzerinde ittifak kurar. Halk da öyledir. Daha iyi hastaneler, trenler, seferler, ticaret, bilim vs. istiyor. Hangi mezhepten olursa olsun iyiyi istiyor.

 

Spiker: Süremiz bitti Sayın Nakkaş. Her bir dosya için özet yaptık. Bir de bölgesel olarak 30 saniyelik bir özet alabilir miyiz?

 

Enis Nakkaş: Özet her zaman tekrarladığım gibi: Amerika'nın bölgeden çıkmaya başlaması ile beraber oluşan stratejik boşluğu doldurmak için 4-5 yıldan bu yana bir ağ oluşturamadığımız için çatışmaya gittik. Bütün bölgeyi sallayan bu çatışmalar iki senaryo ile bitebilir: Bölüneni tekrar bölerek hiç bitmeyecek savaşlara yol açacaklar veya bölünenler, kendilerinden de büyük ve yüksek kuruluşu ile bir ağ oluşturarak -birleşmesi demiyorum- beraber iş yapabilerek birbirlerini tamamlayacaklar.

 

Spiker: Hangisine yakınız ikinci ihtimal mi?

 

Enis Nakkaş: İkinci ihtimale yakınız. Bazı insanlar çatışmak istediler ama yenildiler. Lübnan'da çatışıp yenildiler, Suriye'de de yenildiler. Irak'ta da yenilecekler. En sonunda bir ağ oluşturulacak masaya oturmak zorunda kalacaklar.

 

 

Çev: Hasan Sivri

 

medyasafak.com