Enis Nakkaş: Bölgenin Kurtuluşu Doğu Konfederasyonunda

Enis Nakkaş: Bölgenin Kurtuluşu Doğu Konfederasyonunda
Enis Nakkaş'ın geçtiğimiz günlerde El Meyadin'e verdiği bu çok önemli röportajın çevirisini sunuyoruz...

Enis Nakkaş: Bölgenin Kurtuluşu Doğu Konfederasyonunda 

Almayadeen.net, Güvenlik ve Strateji Koordinatörü Enis Nakkaş ile bölgedeki son gelişmeleri konuştu.

Enis Nakkaş: ''Muhammed Mursi'nin cumhurbaşkanı olarak iktidara gelmesi ile Müslüman Kardeşlerin başlayan egemenliği bir yılını tamamlamadan sona erdi. Müslüman Kardeşler'in kağıdı yakılarak başlatılan aşamada istenen, Siyasal İslam devrinin sona erdirilip yerine liberal sistemlerin getirilmesidir.''

Nakkaş sitemize verdiği özel demeçte, Suriye'de siyasi çözüm için Cenevre-2 hazırlık çalışmalarının Rus-Amerikan uzlaşısı ile tamamlandığını belirtti.

Nakkaş: ''Amerikan raporlarındaki Amerikan programını okuyanlar, Müslüman Kardeşler'in yönetime gelinmesini isteyen aşamaların olduğunu ama bu aşamaların İhvan'ın başarısız olması için istendiğini göreceklerdir. Bir çok Amerikan strateji enstitüsünde yapılan çalışmalarda, insanların daha önceden kabul etmediği bazı noktaları kabul etmeleri için, siyasal İslam'ın, sonradan başarısız olacak şekilde siyasi yollarla iktidara getirildiğinden bahsediliyor. Böylece siyasal İslam'ı yok ediyorlar. Ardından demokratik Müslümanlar siyasal İslam'dan mahrum kalacaklardır. Bunun içinde İslam'ı, Katolik, Ortodoks ve benzeri dünya görüşlerine benzetmeye çalışıyorlar. Dolayısı ile ''Müslüman Kardeşler korkutuyor'' dedikleri zaman ben de ''Asıl Müslüman Kardeşler'den değil, Müslüman Kardeşler için korkun, iktidar onlara bırakılmayacak'' dedim. Amerikalılar Mısır'da yaşananlardan rahatsız değiller. Alternatfileri ise Liberalizm.

Almayadeen.net: Sokakların hareketlenmesine dair düşünceleriniz nelerdir? Sokak tek başına mı hareket ediyor yoksa yönlendiren mi var? İçe karışan ve insanları yönlendiren dış unsurlar var mı?

Enis Nakkaş: Mısır halkı Selefilerden Müslüman Kardeşler'e ve Amerikalılar ile bağlantılı liberallere kadar sokaklardaydı, siyaseten de esas olan budur, herkesin sokağa inebilmesidir. Ama araçsal olarak baktığımız zaman Batı'nın çok da masum olduğunu söyleyemeyiz. Bugün kimse basın ve televizyonun rolünü inkar edemez. Basın artık zihinler üretebiliyor ve toplumun bakış açısını yönlendirebiliyor. El-Cezire'nin  eskiden var olan hegemonyasını hatırlayalım. Sadece Hüsnü Mübarek rejiminin devrilmesi ile beraber onlarca yeni yerel televizyon kanalı açıldı. Bu televizyonlar El-Cezire seyircisinin büyük bir kısmını kendine çekti. Televizyonlardan çıkan ses ‘'Mısırlı'' oldu. Mısırlılar kendi televizyonlarını daha çok dikkate almaya başladı. Bunun ardından dönüşümler yaşanmaya başladı çünkü artık alternatif kanallar vardı. Bugün sokak hareketliliğini bir anlamda sağlayan, Müslüman Kardeşler örgütüne muhalif bu yerel kanallardır. Sonuç olarak bu televizyonlar yüzde yüz masum ve bağımsız da değillerdir.

Al Mayadeen: Değişim nereye doğru yol alıyor? Cenevre-2 uzlaşısını kolaylaştıracak mı?

Enis Nakkaş: Cenevre-2'nin özsel bir niteliği yoktur. Şekil olarak vardır. Bu toplantının ana adresi, dünya haritalarını yeniden çizmek amacı ile Rus-Amerikan koordinasyonudur ve sonuçta karar da Rus-Amerikan uzlaşısı ile verilecektir. Bütün bu hareketliliğin temel nedeni, Amerika'nın bölgeden çekilmesi ile oluşan stratejik boşluktur. Sonuç olarak sahanın yeniden tertip edilmesi lazımdı çünkü siyaset, oluşan boşluğu kabul edemezdi. Amerika'nın çekilmesi ile var olan dengesizlikte zarar gören ve bazı noktalarda hareketlilik için istekli olan Arap ülkeleriydi. Amerika zarar gören ülke değildi çünkü çekilmesi de hesapları dahilinde bir çekilme idi veya var olan pozisyonlarına daha fazla mali kaynak sağlayamayıp askerini koruyamadığından çekildi de diyebiliriz. Ama bölgede yıllarca Amerika ile işbirliği halinde olan müttefik devletler en çok zarar görenler oldu. Dolayısı ile başından beri bütün bu saldırıların başını çekenlerin ve hareketliliğin baş sorumlularının Amerika değil (ki Amerika'nın tamamen çıkarına), bölgesel devletler ve Arap rejimleri olduğunu düşünüyorum. Bu hareketliliğe katılan devletler; dengeleri değiştirebilecek güçte olduklarını söyleyip göz alıcı tekliflerle sözler verdiler. Suriye'deki rejimi çok hızlı bir şekilde değiştirebileceklerini, bölgeye hakim olabileceklerini ve böylece Irak'taki dengeleri de kendi çıkarları doğrultusunda değiştirebileceklerini iddia ettiler. Bütün bu sözlerin yanından Türkiye'yi de aralarına kattılar. Türkiye'nin dahil olması ile çıkarlarını arttırabileceklerini düşündüler. 2 sene sonra hesaplarının yanlış olduğunu fark ettiler. Gidişat, Amerika'nın çıkarına olmayan bir şekilde daha da kötüye gitmeye başladı. Bütün her şeyden önce Amerika'nın, Ruslar ile sadece Orta Doğu'yu değil dünyayı yönetmede iki ortak olma yönünde stratejik ittifakları var. Amerika bu stratejiyi, ahlaki gerekçeler olduğundan değil bu şekilde bir yol izlemesi gerektiğinden, yenildiğinden izliyor. Ve şu anda da bazı konularda da Ruslara olduğu gibi Çin'e de ihtiyaç duyar halde. Dolayısı ile bölgede bazı kırmızı çizgilerin varlığında hareket etmesi gerekiyor ki bu kırmızı çizgilerin biri gidişatın kontrolsüzlüğüdür: Suriye'nin, ne Batı'nın ne de Rusların çıkarının olmayacağı bir Somali'ye veya Afganistan'a dönüştürülmesidir

Amerika Birleşik Devletleri, bölgede çeşitli sahalarda daha fazla soruna bulaşmak istemiyor. Suriye muhalefetini silahlandırma yönündeki açıklamalar ise, Suriye siyasi muhalefetini Cenevre-2 için cezbetme amaçlıdır başka bir şey değil. Katar, Arabistan  gibi diğer devletler, Amerika'nın uzaklaşması ile omuzlarına daha çok yük bindiğini ve özellikle Suriye'nin kararlılığından dolayı savaş maliyetlerini fark eder oldular.

Almayadeen.net: Bu gelişmeler ışığında Sykes-Picot yeniden değerlendirilecek mi?

Enis Nakkaş: Artık ''etki dağıtımı'' var harita taksimleri değil. Doğu Akdeniz, filolarını buraya yerleştiren Ruslarındır artık. Bunun karşısında ABD filoları hareket etmedi. Ruslar aynı zamanda bir başka açıdan, bütün eski Sovyetler Birliği devletlerini, şimdiki Avustralya ve Yeni Zelanda gibi şekil olarak bağımsız olacakları bir ''Commonwealth'' (Milletler Topluluğu) altında toplamak istiyor.

Diğer bir yandan baktığımız zaman, Obama'ya göre Amerika içe odaklanmadan dışarıda güçlü olamaz. Dolayısı ile asgari düzeyde zarara uğrayıp, sürekli güçlü olmak için biraz da içe odaklanacak. Dış odaklı siyaset izlerse, askeri ve mali kanamalar yaşamaya devam edecek ve bu sefer içte daha çok kaybedecek. Neticede Amerika'da Birleşik Devletleri de bölünebilir. Bu yüzden Obama'nın hedefi, Amerika'nın bölünmesi değil ''Güçlü bir Devlet'' olarak kalmasıdır. (en güçlüsü değil tabi).

Almayadeen.net: Devletlerin, bölge paylaşımları nasıl olacak? Doğrudan mı dolaylı mı?

Enis Nakkaş: Kontrol, nüfuz ile olacak direkt orada var olarak değil. Rusları ilgilendiren, bir yerlerden dikenlerin çıkmamasıdır. Onları ilgilendiren, kontrollerindeki bölgelerden siyasal İslam'ı, İslami Cumhuriyetlere dönüşüp Rusya Federasyonunu tehdit edemesin diye dışarı çıkarmaktır. Çin de, Müslümanlarla yaşadığı son sorunlardan dolayı, bu konuya aynı bakış açısı ile bakıyor. Rusya ve Çin, siyasal İslam dikenini istemiyorlar. Ruslar, bölgede bulunan gaz bölgelerine ulaşmak istiyor. Dünyadaki gaz pazarı Rusların elinde. Bir diğer tarafta, güvenlik, siyasi ve bölgedeki diğer nüfuzlar, bölge ülkelerinin üzerinde anlaşacağı konulardır. Türkiye ve İran arasında bir  koordinasyon olacak. Burada yeni bir  Sykes-Picot veya küçük-büyük devlet bölünmeleri yok artık.

Doğu Konfederasyonu Projesi, İsrail Uzlaşmak İstemiyor

Almayadeen.net: Bölgede gelecek nasıl şekillenecek o zaman?

Enis Nakkaş: Benim gördüğüm, Doğu Konfederasyonu projesi. Bölgenin kalkınması ve kendi aralarında sürekli savaşan kimliklerden kurtulması için, yeni bir alana kapı açılması gerekiyor. Yeni bir kimliğe ve bilince özellikle. Bu öneri masada zaten. Siyasi  ve bölgesel düzeylerde konuşulup tartışılıyor. Aksi takdirde çözüm nedir? İşbirliği meclisi mi? İki ülke arasında birlik? Suriye ve Irak'ın birleşimini öneren vardı. Ürdün, Suriye, Lübnan ve Irak'ın bir çeyrek daire şeklinde birleşimini de önerenler vardı. Arap Baharı denilen olaylar patlak vermeden önce bu projeye bir iki ay içinde başlanılacaktı. Dolayısı ile Konfederasyon kurulabilir. Haritalar değişmeyecek. Devletler olduğu gibi kalacak.  Dış siyasette ve güvenlikte koordinasyon halinde olunacak. Bu şekilde bölge kalıkanabilir, refah ve istikrar içinde yaşayabilir ve uygarlığının ruhu geri dönebilir.

Almayadeen.net: Bu bakış açısı ile Filistin çözümsüz kaldı. Filistin davasının çözümünü nasıl görüyorsunuz?

Enis Nakkaş: Amerikalılar halen, bölgeden çıkmadan önce gidişatı freni patlamış araba gibi bırakmayacaklarını söylüyorlar. İsrail'i tehlikelerden korunmuş halde bırakarak çıkacaklar. İsrail ise halen pozisyonunda inatçı ve korunmasının siyasi uzlaşıya bağlı olduğunun farkında değil. Kerry'nin bakış açısına göre, Amerikalılar uzlaşı için büyük uğraşlar vermekte. Bence ''kafasını daha duvarlara vuracak'' ve İsrail uzlaşıya yönelmiş durumda değil.

Almayadeen.net: Suriye krizi nereye gidiyor?

Enis Nakkaş: Gelecek aylarda bitecek gibi görünmüyor. Suriye'deki olaylar iki yolla bitebilir: Suriye meselesinin içinde eriyip gideceği bölgesel anlamda bir patlama ile veya bir iki seneden uzun bir dönemden sonra Suriye krizi bitebilir. Rejimi devirme meselesi geçmişte kaldı. İki ay önce bu  döneme ''anlamsız savaş'' adını verdim. Konu bitti ama savaş devam ediyor. Uluslararası ve bölgesel devletlerin kararı, rejimin devrilmesinden bahsetmiyor. Sahadaki gelişmelere baktığımız zaman da rejimin devrilme olasılığını göremiyoruz.

Esad'ın gelecek seçimlerde kazanması halinde yönetimde kalması çok uzak seçenek değildir. O artık Suriye'nin bölünmesini, Körfez ülkelerinin veya Amerika'nın eline düşmesini engelleyen kahraman bir milliyetçi olarak görülüyor. Golan cephesini açarak Filistin davasının çözümünde de rol alıyor, eskisinden de güçlü bir vatansever bir milliyetçi olarak dönebilir.

Çeviri: Hasan Sivri

medyasafak.com