"Emperyalizm Filistin Halkına Karşı Karmaşık Komplolar Planlıyor"

"Emperyalizm Filistin Halkına Karşı Karmaşık Komplolar Planlıyor"
Bir siyasal analist Press TV’ye, Filistin’i özgürleştirme yönündeki retorik ve duruşun emperyalizmin bölgedeki araçlarıyla ittifak bağlamında görüldüğünü söyledi.

Hamas lideri Halid Meşal'in Filistin'i özgürleştirmenin tek yolunun direniş olduğunu ve Filistinlilerin topraklarının tek bir karışından taviz vermeyeceğini söylemesinin ardından çeşitli yorumlar yapıldı. 


Press TV, konuyu daha fazla tartışmak üzere, “Siyonizm'in gizli tarihi” kitabının yazarı Ralph Schoenman'le bir röportaj yaptı. Aşağıda, bu röportajın yaklaşık bir çözümlemesi sunulmaktadır. 

Press TV: Bay Schoenman, Filistin'in Birleşmiş Milletler'deki statüsünün gözlemci devlete yükseltilmesiyle birlikte, Filistin'in İsrail'den haklarını geri alması yönünde ne kadar umut var? 

Schoenman: Bakınız, ben Birleşmiş Milletler kararının büyük ölçüde biçimsel ve yapmacık olduğunu ve sınırlı anlam taşıdığını düşünüyorum. Sözü sizin de bahsettiğiniz, Halid Meşal'in Gazze'de yaptığı ve İsrail'i hiçbir zaman meşru olarak tanımayacaklarını, ne kadar zaman geçerse geçsin İsrail'in meşruluğunun olmadığını söylediği konuşmaya getirmek istiyorum. Meşal, “denizden nehire, kuzeyden güneye kadar Filistin bizimdir ve toprağımızın tek bir karışından taviz verilmeyecektir” dedi. 

Hamas'ın, temelde bir teslimiyet olan iki devletli çözümü şimdiden kabul etmiş olduğu gerçeği karşısında bu çok dramatik bir beyan. Bu yüzden bunun bağlamını değerlendirmek isterim. 


Halid Meşal bu konuşmayı Katar, Türkiye, Mısır ve Bahreyn'den üst düzey heyetlerin huzurunda yaptı ve Hamas'tan Mısır'daki Müslüman Kardeşler'in bir kolu olarak söz etti. Buradaki bağlam çok açık, zira Katar ve Türkiye ile Mısır ve Bahreyn'in Ortadoğu'nun dönüştürülmesi sürecindeki rolü çok belirgindir. Meşal burada Hamas'ın, kendi halkına karşı kanlı bir savaş başlatan Beşşar Esad rejimini desteklemediğini söyledi ve Esad rejiminin ortadan kaldırılmasına olan desteğini ilan etti; bunu Katar, Bahreyn, Mısır ve Türkiye temsilcilerinin huzurunda yaptı ve burada bağlama dair hata yaptığımızı düşünmüyorum.  

 

Dolayısıyla Filistin'in özgürleştirilmesi yönündeki retorik ve duruş, emperyalizmin bölgedeki araçlarıyla ittifak bağlamında görülmektedir. Herkes bağlamın bu olduğunu anlayabilir.

 

Bu emperyalist gündemin parçası ve burada tuhaf bir ittifak var; Filistin'in özgürleştirilmesine destek açıklaması, Mursi'nin emperyalizm yanlısı politikalarının bizzat Mısır halkına yöneldiği ve Mısır ordusunun, yani Mübarek'in bir aygıtı olan ordunun Muhammed Mursi rejimiyle ittifak halinde baskı uyguladığı bir anda, Mısır'daki Müslüman Kardeşler'in bir kolu sıfatıyla, böyle figürlerin huzurunda yapıldı. 

Buradaki çok özgün bağlama bakalım. Mısır Başbakanı Hişam Kandil, kısa süre önce “önümüzdeki dönemde iş çevresini genişletecek politikaları ve Mısır'ı doğrudan yabancı yatırım için ideal bir adres haline getirecek her türlü uluslararası anlaşma yönündeki taahhüdü” ilan etti.

Arkasından videokonferans yoluyla katıldığı Ulusal ABD-Arap Ticaret Odası toplantısında, önümüzdeki dönemde Amerika Birleşik Devletleri'yle ticaretin yaşamsal önemde olduğunu söyledi ve Mısır ile ABD arasındaki 8,2 milyar dolar düzeyindeki ticaret hacminin artacağını, Uluslararası Para Fonu ile 4,8 milyar dolarlık anlaşmalar için müzakere yürütmekte olduğunu ve bunun Wall Street Journal'da da tartışıldığını ifade etti. 

Sanırım bu vurguların Gazze için anlamını görebiliriz.

Medyaşafak