Dr. Marandi: Batılı Yöneticilerin Ellerinde İranlı Kanı Var

Dr. Marandi: Batılı yöneticilerin ellerinde İranlı kanı var
 

Bir analist, Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupalıların yaptırımları İran ekonomisini felç etmek ve sıradan İranlılara zarar vermek için bir Amerikan politikasıdır; müzakere teklifleri ise sadece propagandadır, dedi.

Bunun arka planında, Hillary Clinton'un bu hafta İran ile ikili görüşmelere hazır olduğunu ilan etmesi var. Bu teklife cevaben, İran Yüksek Ulusal Güvenlik Konseyi Sekreteri Said Celili Amerika Birleşik Devletleri görüşmeler için lazım olan idrakten yoksun, dedi. Teklif Amerikan Senatosunda İran endüstrisine karşı yaptırımlar oylandığı sırada geldi.

Press TV Tahran Üniversitesi'nden Dr. Muhammed Marandi ile bu mesele hakkında bir röportaj gerçekleştirdi.

Aşağıda metin bu röportajın yaklaşık bir çözümüdür.

Press TV: İran Yüksek Ulusal Güvenlik Konseyi Sekreteri Said Celili'nin Amerika Birleşik Devletleri görüşmeler için lazım olan idrakten yoksun, dediğini biliyoruz. Her şeyden önce, Hillary Clinton tarafından seslendirilen bu teklifin Amerikan Senatosunda İran karşıtı yaptırımların arttırılmasının önerilmesini duyduğumuz bir sırada gelmesi hakkında ne düşünüyorsunuz?

Marandi: Bence Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanı tarafından yapılan bu teklif, günün sonunda Amerika İran'a karşı çok saldırgan bir yaklaşım sergilediğinden dolayı, her şeyden daha çok, propaganda amaçlıydı. Gerçek şu ki, mesela, Amerika Birleşik Devletleri ilaçlar ve yiyecek maddeleri dahil olmak üzere İran'dan ithalat ve ihracatı etkili bir şekilde yasakladı, en azından dolaylı olarak, İran merkez bankasının işlemlerini keserek Amerika ilaç dahil İran'dan ithalat ve ihracatı önlemeye çalıştı.

Bu durumda, Amerika Birleşik Devletleri gibi bir ülke sıradan insanlara karşı böylesine bir pozisyon aldığında ve sıradan insanlara acı çektirdiğinde, ülkemizin ekonomisine zarar vermeye, insanların işlerini kaybetmesine, ülkedeki yoksulluğun artmasına teşebbüs ettiğinde diyalog için gerçekten anlamlı bir yol yoktur.

Amerika Birleşik Devletleri İran halkına bu şekilde davrandıkça ve aşağıladıkça, o zaman gerçekten konuşacak bir şey yoktur. Öyleyse Amerika Birleşik Devletleri iki taraf oturup herhangi bir meseleyi tartışmadan evvel makul davranmak zorundadır.

Press TV: İran bunlar bilindik teklifler, dedi ama bu tekliflere henüz münasip bir cevap vermedi. Şu an yapılan açıklamalarla ilgili olarak bize ne söyleyebilirsiniz?

Marandi: 5+1 ve İran'ın nükleer programı ile bağlantılı olarak, Rusya ve Çin'in Amerika Birleşik Devletleri ile yollarını ayırdığı açığa çıktı.

Ve Avrupalılar Amerika Birleşik Devletleri kadar saldırgan oldular. Nükleer programla bir ilgisi olmayan İran halkına ilave yaptırımlar dayatıyorlar.  Bu yaptırımlar sıradan insanlara zarar verme teşebbüsüdür, bu çok açıktır ve hastanedeki insanlar arasında zaten zarara sebep oldular, öyleyse onların ellerinde kan var. 

Bence Ruslar ve Çinliler özellikle Libya'dan sonra biliyorlar, bunun farkındalar ki, Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupalılar meseleyi bir kazan-kaybet durumuna sürüklemeye çalışıyorlar; onların kazanacağı ve başka herkesin kaybedeceği bir yere.

Ben Rusların ve Çinlilerin Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu tarafından geçmişte yöneltilen soruların birçoğunun İranlılar tarafından daha evvel yanıtlandığını fark ettiklerini de düşünüyorum. Onlar İran'ın nükleer programının barışçıl olduğunu farkettiler ve bu nükleer programın gerçekten şüphe uyandıran bir yönü yoktur. Bu onların yeni yaptırımlar önermemesinin sebebidir.

Bu durumda, bence, bölgenin politikaları, Libya, Suriye Rusya ve Çin'i Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupalılardan uzaklaştırdı ve gerçek şu ki, İran başlarda ortaya atılan soruların çoğunu iyi bir biçimde açıkladı, bu da onların pozisyonlarını değiştirmelerine yardımcı oldu. Öyleyse 5+1 artık tek parça olmadığından, İran'a karşı birleşik bir cevap veremezler.

medyaşafak