Analist: Mısır Ordusu Doğrudan ABD Yardımı Alıyor

Analist: Mısır Ordusu Doğrudan ABD Yardımı Alıyor
Press TV, Mısır’daki karşıt gösterilerde süregiden çatışmalarla ilgili olarak, Detroit’ten Pan-Afrikan haber ağı editörü Abayomi Azikiwe ile bir röportaj yaptı.

Press TV 
 

Press TV, Mısır'daki karşıt gösterilerde süregiden çatışmalarla ilgili olarak, Detroit'ten Pan-Afrikan haber ağı editörü Abayomi Azikiwe ile bir röportaj yaptı.


Aşağıda bu röportajın yaklaşık bir çözümlemesi sunulmaktadır. 

Press TV: Diğer konuğumuz olan Mustafa Ragab'ın söylediklerine, özellikle de ordunun müzakere teklif ettiği, fakat Müslüman Kardeşler'in [Mısır'ın devrilen Cumhurbaşkanı Muhammed] Mursi'nin göreve geri getirilmesi önkoşulu ileri sürerek bundan caydığı kısmına katılıyor musunuz?  

Azikiwe: Bana göre Hürriyet ve Adalet Partisi'nin ve Müslüman Kardeşler'in destekçileri şu aşamada ordu liderliğiyle ve geçici hükümetle masaya oturamaz, çünkü onlar 3 Temmuz'da ordu tarafından devrilen eski cumhurbaşkanını tutukladılar.

Mısır'da halk desteğine sahip olduklarını iddia ediyorlar, belki bu çatışma aşamasında Mısır halkının bir bölümünün desteği olduğu söylenebilir. 

Bu desteğin tam olarak ne kadar süreceğini bilemeyiz, fakat sanırım devrilen Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'ye karşı bu suçlamaları getirirken, iki yıl önce, ülkenin Hüsnü Mübarek'in devrilmesini isteyen bir ayaklanma sürecinde olduğu günlerde onun bir hapishane firarı işinin içinde olduğunu söylerken, ülke içinde ciddi sorunlarla karşılaşacaklar. 

Eski cumhurbaşkanının Hamas'la da bağlantısını kurmaya çalışıyorlar. Elbette Hamas ve Müslüman Kardeşler arasında uzun zamandır kardeşçe ilişkiler olmuştur, fakat Hamas, İsrail [topluluğuna] karşı bir direniş hareketidir.

Mısır'da, devrilen hükümeti İsrail [topluluğuna] karşı ön cephede yer almış bir direniş hareketiyle bağlantılı olmakla suçlayan yeni bir hükümetin olması çok ironik görünüyor.

Şu anda görüşmelere olanak sağlamayan bir atmosfer mevcuttur. Cumhurbaşkanı Mursi'nin ve Hürriyet ve Adalet Partisi'nin politikaları hakkında ne düşündüğümüzden bağımsız olarak, bu adam bir yıl boyunca Mısır'da devlet başkanı olduğu halde, şimdi o ve örgütünün üst düzey liderleri tutuklanıp, işlediği iddia edilen suçlardan ötürü sorumlu tutulurken, ülke içindeki durumu istikrarlı hale getirmeniz çok zor olacaktır. 

Onlar Mısır halkı tarafından seçilmişti ve onların devrilmesi, güvenlik ve demokrasi pratiği temelinde meşrulaştırılamaz.

Bu yüzden, şu noktada bazı liberal unsurlar ve sosyal demokratlar General [Abddülfettah] el Sisi'yi destekliyor gibi görünüyor olsa da, ülke içinde daha fazla çatışma olacağını düşünüyorum. 

Bunun tam olarak ne kadar süreceğini bilemeyiz, çünkü ordu, Mübarek'in devrilmesinin ertesinde teslim etmediği şeyi yine teslim etmeyecektir. O ittifakın içinde karışıklıklar olacaktır, şimdiden ittifak içinde çatlaklar var ve çok da uzak olmayan bir gelecekte daha da fazla çatırdama olacaktır.

Press TV: Elbette Batı'nın orduyu askeri olarak desteklediğini de görüyoruz. ABD milyarları bulan mali desteklerde bulunuyor ve Mısır hükümetine 250 milyon ABD doları gidecek.

El Sisi'nin ABD ile temas kurup eylem planına yönelmek üzere yeşil ışık almış olup olmadığını merak ediyorum. El Sisi'nin halen sürdürdüğü eylem planına bakıyorum.

ABD'nin, yürüdüğü yola devam etmesi için yeşil ışık yaktığını düşünüyor musunuz?

Azikiwe: Mesele kesinlikle bu gibi görünüyor; 3 Temmuz günü ve 3 Temmuz'a giden süreçte ABD Savunma Bakanı Chuck Hagel ile Mısır ordusunun önde gelen yetkilileri arasında kapsamlı tartışmalar yürüyordu ve arkasından 3 Temmuz'da darbe gerçekleşti.

Her ne kadar Mısır'da sokaklarda insanlar var idiyse de, Cumhurbaşkanı Mursi'nin ofislerine saldıranlar halk değildi; onu tutuklayanlar halk değildi; onun otoritesini tamamen ihlal edenler halk değildi 

Açık ki Mursi, ordu ve polisin desteğine sahip değildi. Güvenlik güçleri onun talimatlarını yerine getirmeyi reddetti ve bir askeri darbe gerçekleştirdi. 

Amerika Birleşik Devletleri son otuz beş yılda on milyarlarca dolarlık yatırım yaptı. Yıllık 1,5 milyar dolar yardım yapıyorlar ki bu Mısır'ın İsrail [topluluğundan] sonra dünyada ABD'den en fazla doğrudan dış destek alan ülke olması anlamına geliyor.

ABD'nin Mısır'da stratejik çıkarları var, ordunun işletmeleri, Mısır ulusal ekonomisi içinde ekonomik çıkarları var ve herkes bilir ki ABD, ordunun gerçekleştirdiği eylemleri açıkça destekliyor.

Son üç hafta içinde yaşanan gelişmeleri darbe olarak tanımlamayacaklardır bile. Onlar bunun bir askeri darbe olmadığını söylüyor, temsilci [ABD Dışişleri Bakanı Yardımcısı William] Burns bugün ABD Kongresi'ne brifing verdi ve bunu bir askeri darbe olarak tanımlamayacaklarını kesin bir dille belirtti.


Bu, Amerika Birleşik Devletleri'nde çalışan insanların parasıyla Mısır ordusuna yapılan yardımın devam etmesinin yolunu açıyor ve muhtemelen, geçici olarak bekletilen dört F-16 savaş uçağının transferinin de önünü açacaktır. Elbette eğer bunun bir askeri darbe olmadığını söylerlerse, Mısır ordusuna yaptıkları ağır ekipman sevkiyatlarının devam etmesi için gerekçeleri olacaktır.

Bu silahlar İsrail'e karşı kullanılmayacaktır, Mısır halkına karşı kullanılacaktır. 

Press TV: Sayın Abayomi Azikiwe, dış müdahaleyle ilgili olarak, Suudi Arabistan'dan bahsetmenizi istiyorum. Suudi Arabistan'ın önceden de devrimi kırdırmak istediği, Mübarek'in devrilmesinden pek hoşnut olmadığı biliniyordu ve şimdi de bazı analistler Arap hükümetlerinin Müslüman Kardeşler'i pek sevmediğini, etkisi nedeniyle onu nötralize etmek istediğini söylüyor.   

Suudi Arabistan'ın Mısır'da olanlarda, ortalığın karıştırılmasında parmağı olduğunu düşünüyor musunuz? 

Azikiwe: Geride bıraktığımız günlerde Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Mısır'daki mevcut rejime 12 milyar dolarlık yardım yapacaklarını duyurdu. Bu açık bir destek işaretidir.

Amerika Birleşik Devletleri hükümete yardım etmeye devam edeceğini söylüyorken, Merkezi Etiyopya-Addis Ababa'da bulunan 54 üyeli Afrika Birliği bu hükümeti askıya aldı; bu siyasi çatışma nedeniyle Mısır'ı askıya aldı.

İktidara silah gücüyle gelmiş bir hükümeti destekleyemezler ya da tanıyamazlar, 3 Temmuz'da Mısır'da olan da budur. Ordu, Cumhurbaşkanlığı ofisinin kontrolünü ele aldı, kabine üyelerini görevlerinden uzaklaştırdı, Cumhurbaşkanını tutuklu bulundurmaya devam ediyor ve hiç kimse onun nerede olduğunu bilmiyor. İki buçuk yıl önce, hatta daha da önce olan olaylar temelinde kendisine suçlamalar yöneltiliyor.

Ordu liderliğinin Mursi'nin gitmesine izin verme, Hürriyet ve Adalet Partisi'nin ve Müslüman Kardeşler'in üst düzey yöneticilerini serbest bırakma yönünde bir girişimi olmadı. 

Press TV: Belki Mübarek'in yaşadıklarına bakan Suudi Arabistan, bir kez daha KİK kulübüne, Fars Körfezi ülkelerine önayak oluyor. Yemen'de olan şeyi ortadan kaldırdılar, Bahreyn'de yaşanmakta olanı ortadan kaldırıyorlar ve şimdi de Mısır'da olanları görüyoruz.

İslamcılık olarak adlandırdıkları şeyin kendi versiyonlarını çeşitli ülkelere karşı yöneltmek istedikleri doğru mu?
 

Azikiwe: Evet, Suudi Arabistan Amerika Birleşik Devletleri'nin yakın bir müttefiki olagelmiştir ve elbette yalnızca Mısır'da değil, bütün bölge çapında kendi çıkarları var. 

Herhangi bir gerçek halk devriminin gerçekleşmesini engellemek istiyorlar. Mısır halkının, halk için konuşacak bir hükümete ihtiyacı var. Ordu, Mısır'da halk devrimi potansiyeline el koydu.


Cumhurbaşkanı Mursi yönetimi altındaki Müslüman Kardeşler hükümeti, karşısındaki kitle muhalefetini dikkate almalı ve günler içinde, yahut en azından haftalar içinde müzakereye girmeliydi.
 

medyasafak.com