"AB’nin Hizbullah’ı Kara Listeye Alması Suriye ile İlgili"

"AB’nin Hizbullah’ı Kara Listeye Alması Suriye ile İlgili"
AB, geçen yılki bir bombalama gerekçesiyle Hizbullah’ın askeri kanadını terör örgütü olarak kara listeye aldı. Londra Metropolitan Üniversitesi sosyoloji bölümünden kıdemli eğitmen Sami Ramadani, RT’ye bunun tek gerekçe olmayabileceğini söyledi.

Russia Today 
 

AB, geçen yılki bir bombalama gerekçesiyle Lübnanlı grup Hizbullah'ın askeri kanadını terör örgütü olarak kara listeye aldı. Londra Metropolitan Üniversitesi sosyoloji bölümünden kıdemli eğitmen Sami Ramadani, RT'ye bunun tek gerekçe olmayabileceğini söyledi.
 

İngiltere ve Hollanda, grubun geçen yıl Bulgaristan'da İsraillileri taşıyan bir otobüse yönelik saldırının arkasında olduğuna dair kanıtlar göstererek askeri kanat üzerine yaptırımlar uygulanması gerektiği konusunda ısrarcı oldu. Bu bombalamada yedi kişi ölmüş, 13 kişi yaralanmıştı. Hizbullah saldırıyla ilgisi olduğunu kabul etmedi, fakat Bulgar soruşturmacılar grubun bunun arkasında olduğundan emin olduklarını söylüyorlar.
 

Hollanda Dışişleri Bakanı Frans Timmermans, kara listeye alma kararının alındığı AB dışişleri bakanları toplantısı sırasında, “[Hizbullah'ın] malvarlığını dondurduklarını, para toplamasını engellediklerini, bu şekilde eylem kapasitesini sınırladıklarını” söyledi.


RT: AB bakanlarının aldığı karar, Bulgaristan'da gerçekleşen ve Hizbullah tarafından düzenlendiği varsayılan bir bombalamadan bir yol sonra geldi. Neden AB yetkililerinin tepki vermesi bu kadar uzun sürdü?

SR: Temelde, Bulgaristan'daki terörist saldırıyla hiçbir ilgisi olmadığı için. Bizzat Bulgaristan, elinde sadece ikinci dereceden deliller olduğunu açıklamıştı ve bu ikinci dereceden deliller bile çok zayıf. Avrupalı siyasi figürlerin, gerçek meselenin Bulgaristan olmadığını söylemeleri kayda geçti – meselenin Suriye içindeki, bizzat Lübnan içindeki son gelişmelerle ilgisi var ve bu meseleyle, bazı Avrupa ülkelerinin ve Türkiye'nin desteğiyle Batı'nın, ABD'nin daha büyük müdahalelerde bulunması halen mümkün.

Hizbullah'ın Suriye-Lübnan sınırında Suriye çatışmasında oynadığı rolün temel olarak savaşçılarının, El Nusra Cephesi ve El Kaide tipi örgütlerin liderlik ettiği terör örgütleriyle uğraşması olduğu bir sırada bunu yapmaları ayrıca ironiktir. Bu yüzden İngiltere, Fransa ve diğer AB ülkeleri, Hizbullah'ı Suriye'de kötü çocuklarla savaştığı için yaftalamış oldu.

 

RT: Hizbullah'ın bölgedeki faaliyetlerini bir tarafa bırakıp ülke içindeki duruma bakarsak, Lübnan siyasetinde temel bir oyuncu, değil mi? Şu halde bir bütün olarak AB, ülkedeki nüfusun önemli bir yüzdesini temsil ettiği düşünülen bir grupla bağları kesmeyi göze alabilir mi?  

SR: Hizbullah gerçek bir güç: en örgütlü olan ve en fazla destekçiye sahip olan siyasi parti. Hatırlayın, temel olarak güneyde ve Beyrut'un bazı banliyölerinde örgütlü olması nedeniyle bir Şii örgütü olarak adlandırılıyor, fakat etrafındaki önemli Hristiyan, Sünni Müslüman, laik, solcu, ulusalcı örgütlerle koalisyon içinde ve gerçekte bu koalisyon, Parlamento'da çoğunluğu oluşturuyor. Hizbullah'ın temel müttefiklerinden biri, Lübnan Parlamentosu başkanıdır.   

RT: Şu halde AB, hareketin silahlı boyutuyla siyasi boyutunu birbirinden ayırarak ne söylüyor? Hizbullah içinde silahlı olmayan kişilerle görüşmeye devam edeceği varsayılabilir mi?

SR: Evet, kesinlikle öyle ve bence karmakarışık bir durum var. Amaç bir taraftan ABD'yi memnun etmek – ben Avrupa'nın ABD ve İsrail'den gelen Hizbullah'a karşı durumu kızıştırma baskısı altında olduğunu ve bir taraftan da Suriye'deki durumlar hakkında hayli endişeli olduklarını düşünüyorum. Fakat Lübnan bağlamında, Hizbullah hâlâ oldukça kuvvetli bir güç ve Batı, Lübnan içindeki müttefiklerine ve Hizbullah'a karşı güçler bloğuna olan desteğini arttırıyor gibi görünüyor. Ve gerçekten de bölgedeki gerilimi arttırıyor ve hem Lübnan bağlamında, hem de Suriye bağlamında söz yerindeyse ateşe – yahut potansiyel ateşlere – benzin döküyor.
 

Çev: Selim Sezer
 

medyasafak.com