Abdullah ve kuantum fiziği

Abdullah ve kuantum fiziği
Acılı, oğullarının kaderiyle tükenmiş kahırlı baba (oğullarından biri olan Abdullah şehid olurken iki yaş büyük diğeri de pek çok yara almış ve birkaç kemiği kırılmıştı) mezar kazıcılarına toprağın ağarmasını dilediğini söylemiş. Ve on dakika içerisinde gökyüzünden, yeri beyaz bir battaniye gibi saran beyaz, donmuş zerrecikler yağmış!

 

 

 

Youssef A. Khaddour

 

 

Katehon.com

 

 

Abdullah 14 yaşından büyük olmayan bir çocuktu ve Cableh kasabasının yakınında erkek kardeşi ve ailesiyle birlikte bir çiftlikte yaşıyordu. Şiddeti ve kurbanlarının sayısı açısından Suriye Savaşının başlangıcından bu yana görülmüş en büyük terörist bombalama gerçekleştiğinde, erkek kardeşiyle birlikte final sınavlarını vermeye gidiyordu. Şehitlerin sayısının yüzlere vardığını ve yine yüzlerce kişinin yaralandığını söylersem abartmış olmam. Ayrıca dikkat etmemiz gereken bir nokta da bombalamanın olabildiğince çok insan öldürmek amacıyla çok “dikkatli” bir şekilde planlanması yüzünden ne derece derin bir nefretle işlendiğidir ki en azından ben bu kadarını daha önce hiç duymadım. Muhtemelen ne Suriyeliler ve ne de Suriye dışında yaşayanlar, insanları öldürmek için kullanılan bu metotları duymuş değillerdir. Ben Cablehliyim, bu bombalamanın acısını bizzat yaşadım ve birazdan vereceğim ayrıntılar için özür dilemek isterim. Okuyucuların bunu anlamalarını umuyorum.

 

Bombalama mekânı, sıradan halkın Cableh'e gelip giden otobüslerin biriktiği yer olan burada toplandıklarından seçilmişti. İlk hadise kalabalığın ve otobüslerin ortasında bir arabanın patlamasıyla gerçekleşti. Yıkım korkunçtu ve etraftaki her şey patlama alanının tüm köşelerine dağıldı. Pek çok insan içlerine patlayıcı doldurulmuş paketlerdeki parçacıklarla ölüp yaralandı. Bombalanan yer Cableh'in girişinin batısında ve elektrik idaresinin doğusundaydı. Patlamanın ardından insanlar doğu ve batı yönlerinden bombanın etkisini görmeye koştular. Ülkemizdeki pek çok bombalamanın tecrübesine sahip olduklarından ikinci bir infilakı beklediler ve kendilerini ilk patlamanın uzağında tuttular. Fakat maalesef kurtulamadılar, zira teröristler bu süreci de çok “dikkatli” planlamıştı. Bir intihar bombacısı doğuya doğru koştu ve kendisini elektrik idaresinin önünde patlatırken bir başkası da batıya yöneldi ve kendisini şehrin girişinde havaya uçurdu. Kimsenin beklemediği dördüncü bombalama da bir diğer intiharcının Cableh hastanesine giden yaralıları takip ederek acil servisin önünde kendini patlatmasıyla gerçekleşti.

 

Bunca masum insanın katledilmesindeki bu “yaratıcılığın” bir anlamı yok mu? Muhtemelen bir önceki makalede terörizmi kanser tümörüne benzetişim bu eylemin kendisinden çok daha hafif gelmiştir size. Bunu anlamak için insanın olguları ve gerçek sahneyi, insanlığın daha önce tanımadığı bu acayip nefreti görmesi gerekir. Gerçek failler, en asgari insani değerlere sahip herkes ve her toplum için kabul edilemez olan bu katliamın planlayıcıları, emirlerini verenler ve bu cahil uşakları kullananlardır. Ve hiç şüphesiz bizim yaşadığımız dünyada kabul edilebilir bir şey değildir bu.

 

Bizler, insanlar ve toplumlar olarak bu evrenin oluştuğu aynı parçalardan müteşekkiliz. Bu dünyadaki elektrondan en büyük cisme kadar her şey, tıpkı hepimiz gibi bir enerji alanıdır. Tüm bu enerji alanının, evrenin parçaları olarak bizler de evreni etkiliyor ve ondan etkileniyoruz. Mesajlarımızı bu evrene yolluyor ve cevaplarını alıyoruz. Kuantum fiziği insan bedeninin %99,999999999'unun boşluk ve %0,000000001'inin madde olduğunu öğretiyor bize. Bu boşluk tıpkı bizim gibi kendi bilincine sahip olan evrene sürekli şekilde yollanan enerji, enformasyon, düşünce ve duygularımızla dolu.

 

Sadece zannetmiyorum, aksine kesin olarak eminim ki bu mazlum insanlardan bu duygu ve acıları alan evren bunların cevabını da bize gönderecektir. “Biz”den kastım sadece Suriyeliler değil, terörizmi destekleyen ya da sadece izlemekle yetinip Suriyeli kurbanların çığlık ve inlemelerini duymayan tüm dünyadır! Teröristler lehine planlar yapıp intihar bombacıları tarafından kullanılan, kendilerini ve masum insanları öldürürken mutlak bir huzur ve dinginlik duygusu yaşamalarını sağlayacak şekilde beynin merkezindeki epifizi etkileyen haplar dahil tüm ihtiyaçlarını karşılamayı bilen de işte dünyanın aynı tarafıdır! Dünyanın bu tarafı modern bilimin yardımıyla nasıl insan öldürüleceğini iyi bilir. Fakat evren yakında sözünü söyleyecek. Korkum evrenin bu cevabının aramızdaki iyileri de etkileyecek biçimde şiddetli olmasıdır.

 

Evrene yolladığımız elektromanyetik dalgaların yoğunluğu onlara eşlik eden duygularla da güçlü bir şekilde bağlantılıdır. Eğer insanlardaki duygular güçlü olursa evrenin cevabı da o denli hızlı gelecek ve insanlar bir araya gelip aynı mesajı hep beraber gönderdiklerinde evrenin yanıt zamanı da sadece çabuklaşacaktır. Kuantum fiziği ya da kuantum felsefesi artık bir bilim kurgu değil pek çok insan tarafından uygulanan gerçek bir bilimdir.

 

Abdullah, Cableh'deki patlamada birkaç gün önce ölen o çocuk, geriye kalan birkaç gününü Lazkiye'deki bir hastanede geçirdi. Başsağlığı dileklerimi iletmek için ziyaret ettiğimde acılı babası bana kuantum fiziğiyle ilgili bir olay anlattı. Abdullah'ın mezarını kazanlar babasına yağmur yağacak demişler. Acılı, oğullarının kaderiyle tükenmiş kahırlı baba (oğullarından biri olan Abdullah şehid olurken iki yaş büyük diğeri de pek çok yara almış ve birkaç kemiği kırılmıştı) mezar kazıcılarına toprağın ağarmasını dilediğini söylemiş. Ve on dakika içerisinde gökyüzünden, yeri beyaz bir battaniye gibi saran beyaz, donmuş zerrecikler yağmış!

 

Allah şehid Abdullah'a ve evrene hala mesajlarını göndermeye devam eden tüm şehitlere rahmet etsin. Kim bilir, belki bizim kalplerimiz de ağarır bir gün.

 

 

Çeviri: Ozan K. Sarıalioğlu

 

www.medyasafak.net